Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yönelik kararı protesto etti. Attalos Meydanı’nda yapılan açıklamada konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Üyesi Ezgi Altınkurt, Yargıtay’ın kararıyla AYM’yi tanımadığını ifade etti.
HALKIN İRADESİNE EL KONULDU
Antalya’da düzenlenen eylemde Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri ortak açıklama yaptı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Üyesi Ezgi Altınkurt, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) tutuklu milletvekilli Can Atalay’ı serbest bırakmamak adına gösterilen bu direncin Hatay ve Türkiye halklarının iradesine el koymaktan başka hiçbir anlamı olmadığını vurguladı. Kararı kabul etmediklerini ifade eden Altınkurt,
“Sonuç olarak biz; emek ve demokrasi mücadelesinin unsurları olarak Yargıtay’ın vermiş olduğu kararı kabul etmiyoruz. Yargıda ve siyasette yaşanan bu kaos ortamı ile emek mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin önünün kesilmek istendiğinin farkındayız. Asla geri adım atmayacağız. Tüm halkımızı, yargı ve siyaset işbirliği ile yaratılan bu garabete karşı çıkmaya davet ediyoruz. Hatay Milletvekili Av. Şerafettin Can Atalay serbest bırakılsın” çağrısında bulundu.
KARAR UYGULANSIN
Altınkurt,
“Daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem Selahattin Demirtaş hem de Osman Kavala hakkında ihlal kararları vererek tahliye edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Üstelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Demirtaş ve Kavala kararlarında 18. Maddenin ihlal edildiğini, yani bu kişilerin siyasi saiklerle kapatıldığını; bir nevi siyasal rehine olduklarını dile getirmiştir. Bu kararların uygulanmaması için de basit numaralara başvurulmuş; kararlar tabiri caizse atlatılmaya çalışılmıştır. Ancak tüm mahkeme kararlarından bağımsız olarak, Sayın Demirtaş’ın, Sayın Kavala’nın ve Sayın Atalay’ın siyasi rehine oldukları demokratik kamuoyu ve toplumsal muhalefet açısından zaten tartışmasızdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi yetki sınırlarını aşarak Anayasa Mahkemesi kararına uymadığı gibi mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. Bu durum şaşırtıcı ve çarpıcı olmakla beraber bir başka durumun da gözler önüne serilmesine sebep olmuştur. Yargı bütün kurumlarıyla beraber, kirli siyasetin bataklığında çaresizce çırpınmaktadır. Yargıtay, Anayasanın uygulanmasının güvencesi olan Anayasa Mahkemesini ve bizzat kendi varlığının kaynağı olan Anayasa’yı hiçe saymıştır. Yargı, siyasi saiklerle hareket ederek yine kendisini hedef almıştır. Anayasanın 153. Maddesine göre “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamlarını bağlar”. Bu açık hüküm karşısında, Anayasa mahkemesinin kararını uygulamamak Anayasayı tanımamaktır. Başka bir anlamı yoktur” dedi.
“EGEMENLİK MİLLETİNDİR”
Konuyla ilgili basın açıklamasını öne çeken ve ortak basın açıklamanın ardından söz alan CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı,
“Yargıtay'ın Türkiye İşçi Partisi'nin (TIP) tutuklu vekili Can Atalay için "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, tam anlamıyla bir darbe girişimidir. Yargıtay eliyle en yüksek yargı organı Anayasa Mahkemesi'ne, Anayasa'nın kendisine kafa tutuluyor. Yargıtay eliyle, Yüce Meclis'in, milletin iradesi yok sayılıyor. Konu artık Can Atalay mevzusu olmaktan çıkmış Anayasal düzenin, Anayasa Mahkemesi'nin tüzel kişiliğine yönelmiştir. Alınan bu siyasi karar ile Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasayı askıya aldığını ve AYM kararını uygulamadığını ilan ederek suç işlemiştir. AKP'liler arasında bile tartışma yaratan bu karar, artık şirazenin kaydığını gösteriyor. 12 Eylül 2010 yılındaki referandumla birlikte başlayan yargıyı siyasallaştırma, güdümlü hale getirme süreci, geldiğimiz noktada devlet krizi haline gelmiştir. AKP iktidarı gerek hukuki düzenlemeler ile gerekse de hukuk dışı kararlar ile yargıyı sopa olarak kullanarak, muhalif tüm sesleri bastırmayı bir alışkanlık haline getirdi. Bu bilinen bir gerçek ama son yaşanan durum devletin kendisi açısından asla kabul edilemez! Hukuk devletini yeniden inşa etmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak geri adım atmayacağız! Yargıtay 3. Ceza Dairesinin darbe girişimi karşısında yurttaşlarımızı direnmeye çağırıyoruz! Sokaklarda direneceğiz, meydanlarda direneceğiz, bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız! Hiçbir karar, halkın iradesinden, hukuktan üstün olamaz! Her zaman dediğimiz gibi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” dedi.
“CAN’I ZİNDANDAN ÇIKARACAĞIZ”
TİP MYK üyesi Yunus Başaran ise,
“Geldiğimiz noktada biz halk olarak demokrasiyi savunacağız. Mücadelemizi yasal yollarla sokakta yapmayı biliriz. Bu mücadeleyi de sonuna kadar sürdüreceğiz. Can Atalay’ı hep birlikte zindanda çıkaracağız. Zindandan çıkacak olan sadece Can Atalay değil, bu iş artık bir halkın özgürlük umutlarının yeniden yeşermesi meselesidir. Bunun için hep birlikte Can Atalay’ı ve tüm gezi tutsaklarını zindanlardan çıkaracağız” dedi.