25 Temmuz Salı günü, CHP Antalya İl Başkanlığı, sessiz sedasız Genel Merkez denetiminden geçti. 27. Dönemde Adana Milletvekili seçilen 28. Dönemde de görevine devam eden Ayhan Barut ile 27.Dönemde İzmir Milletvekili seçilen ancak 28. Dönemde yer almayan Ednan Aslan, Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Engin Özkoç’un görevlendirmesi ile denetime geldiler. Kamuoyu bu ikilinin Antalya’ya gelişini, CHP’nin Antalya’daki önemli isimlerinden Vahap Tuncer’in sosyal medya paylaşımından öğrendi.

CHP örgüt denetimi ile görevli olan bu ikili, formalite işler olan karar defteri kontrolü, partinin mali durumunun incelenmesi gibi, aslında suya sabuna dokunmayan işleri yaptıktan sonra ilçe başkanları ile bir araya geldiler ve Antalya CHP gerçeği ile de burada karşı karşıya kaldılar. Çünkü henüz mahalle delege seçimleri tamamlanmamış, yeni dönem dengeleri oturmamış bir Antalya, deyim yerinde ise, serseri mayın gibidir ve nerede patlayacağı belli olmaz.

Birisi halihazırda, diğeri eski iki vekilin de bahtsızlığı işte burada başladı. Zira ilçe başkanları toplantısında, beklemedikleri bir şekilde kendilerini örgüt – belediye başkanları çekişmesinin ortasında buldular.

Şöyle ki; toplantıdan sızan bilgilere göre, bazı ilçe başkanları, örgüt seçimlerinde belediye başkanlarının müdahil olmasından rahatsızlığını dile getirdi. Örneğin, Konyaaltı İlçe Başkanı Onur Duruk, belediye başkanlarının (bunu Semih Esen olarak okuyun) ilçe kongrelerine müdahil olmasını eleştirdi. Yine Kepez İlçe Başkanı Önder Kurnaz da (bunu da Semih Esen olarak okuyun) aynı konuyu gündeme getirdi.

Yine toplantıdan sızan bilgilere göre; ilçe başkanları içerisinde bir tek Hasan Şahin, belediye başkanları ve milletvekillerinin bu sürece müdahil olabileceklerini, çünkü bu insanların da aslında siyaset yaptıklarını ve CHP Antalya örgütünün bir parçası olduğunu ifade etti. Hasan Şahin’in rahatsız olduğu konu, bir belediye başkanının kendisini tehdit etmesiydi. Hasan Şahin, bir belediye başkanının bunu yapmasının, siyasetin neresinde meşru olduğunu soruyordu konuşmasında.

Bu toplantı ile aslında Genel Merkez’in bildiği, belki de desteklediği  bir süreç, resmi bir toplantıda dile getirilerek kayda geçirilmiş oldu. Ayhan Barut ile Ednan Aslan, bu değerlendirmeleri raporlarına yansıttılar mı, bilmiyoruz. Fakat belediye başkanları – örgüt çekişmesi, Çubuk Beli’ni aşarak Ankara’ya ulaştı.

Bu bilgilerden sonra, küçük bir bilgi de örgüt seçimlerine ilişkin verelim. Başlangıçta mücadele, ilçe başkan adayları üzerinden yürüyordu. Ancak, sürecin kendi içerisindeki dinamikleri, ilçe başkan adaylarını geriye iterek delegeleri ön plana çıkardı. Özellikle de il delegeliklerini. Bundan sonra şununla karşılaşırsanız şaşırmayın. Bir ilçe başkan adayına, “sen istediğin yönetimi yaz, delegeliklere karışma” şekliden bir teklif, önümüzdeki sürecin parçalarından birisi olabilir.

Son olarak, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de merkez ilçelerde sahaya indiği, kimi ilçede yakınındaki adları sahaya çıkararak, kimi ilçelerde de ‘sözleşmeli işçi’ kartını ortaya koyarak sürece müdahil olduğunu notunu buraya bırakalım. Uzunca bir süre il merkezindeki ilçelere müdahil olmayan Muhittin Böcek, son bir haftada bu şekilde devreye giriyorsa, il merkezinde farklı dinamikler gelişiyor demektir.

Bu farklı dinamikler, gerek ilçe seçimlerinde gerekse il seçiminde Muhittin Böcek ile Ümit Uysal’ı, kendilerine rağmen, yan yana getirirse, kimse şaşırmasın.