TGRD tarafından düzenlenen 2024 Türk Girişimsel Radyoloji 19. Yıllık Toplantısı, 2-6 Şubat tarihleri arasında Antalya-Belek’te gerçekleştiriliyor. Girişimsel radyolojideki bilimsel son gelişmelerin ve güncel uygulamaların sunulması ve karşılaşılan sorunlara çözümler üretilmesinin hedeflendiği toplantıda konuşan TGRD ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, “Prostat bezinin büyümesi ileri yaşta çok sık görülen bir durum ve 80 yaşında insanların neredeyse yarısında görülüyor” diyerek gelişen tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
80 YAŞININ ÜZERİNDEKİLER RİSK GRUBUNDA
Prostat bezinin büyümesinin ileri yaşta çok sık görülen bir durum olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, “80 yaşında insanların neredeyse yarısında görülüyor. Prostat bezi mesanenin hemen altındadır ve içinden idrar kanalı geçer. Prostat büyüdüğü zaman (BPH ya da benin prostat hipertrofisi) hem mesaneye hem de idrar kanalına baskı yaparak sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, zor idrar yapma, mesaneyi tam boşaltamama, idrarda çatallanma gibi yakınmalar oluşturur. Bu yakınmalar arttığı zaman, örneğin günde 8-10 kere tuvalete gitme ihtiyacı olduğunda, kişinin sosyal hayatını ya da iş yaşamını etkileyebilir. Her gece birkaç kere uyanarak idrara çıkma ihtiyacı olduğunda, uyku düzeni bozulabilir ve kişinin hayat kalitesinin düşmesine yol açar. Prostat büyümesi aslında basit bir hastalıktır ancak bir kısım hasta için iş ya da sosyal hayatı ciddi zorlaştırabilir” ifadelerine yer verdi.
TEDAVİSİ OLDUKÇA BASİT
Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, prostat büyümesinin tedavisinde “prostat arter embolizasyonu” hakkında çeşitli bilgiler verdi. Prostat büyümesi tedavisinin oldukça basit olduğunu ve embolizasyonu kısaca anjiyo ile damar tıkama olarak tanımlayan Prof. Dr. Levent Oğuzkurt, “Bunu yıllardır kanamalarda yaptık. Bu kanamaları anjiyo ile durdurmanın ne kadar rahat olduğunu gördük. Embolizasyon son 15-20 yılda çok daha farklı hastalıklarda kullanılmaya başlandı. Daha öncesinden tümör embolizasyonları var, özellikle karaciğer tümörlerinde tümörün beslenmesini kesmekle başladı. Daha sonrasında o beslenmeyi keserken aynı yerden tümöre değişik ilaçlar vererek, çok daha aktif tedavilerle devam etti. Bunun dışında diz ağrılarında son 10 yılda çok popülerleşti” dedi.
Prostat rahatsızlığına yönelik işlemin 2 saate yakın sürdüğünü belirten Prof. Dr. Oğuzkurt, “İşlemden sonra hasta yaklaşık 4-6 saat hastanede gözlem altında tutulur ve sonra evine gönderilir. Hasta bir gün sonra normal yaşamına dönebilir, dinlenme dönemine gerek yoktur. Türkiye’de şu anda az merkezde yapılıyor, 10-15 sene içerisinde daha da yaygınlaşacaktır. Hasta sayısında 100 katına ulaşabiliriz” dedi.