İYİ Parti’de yaşanan istifa depremlerine bir yenisi daha eklendi. Bu kez istifa kadar, istifa eden isim kamuoyunda geniş yer edindi. 2023 seçimlerinde İYİ Parti'nin Antalya'da 4. sıra milletvekili adayı olan Ayşen Kurt, gördüğü lüzum üzerine istifa etti.

“SORUMLULUK VE ONURLA SÜRDÜRDÜM”

Resmi sosyal medya hesabı Twitter (X) aracılığı ile yazılı bir açıklamada bulunan Kurt,

“Değerli Kamuoyuna… Bugüne dek milletvekili adayı olduğum, Genel İdare Kurulu Üyeliği yaptığım ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk ve onurla sürdürdüğüm İYİ Parti üyeliğimden, gördüğüm lüzum üzerine istifa ettiğimi kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Görevlerim esnasında ülkeme hizmet edebilmek için elimden gelen tüm gayreti gösterdim. Bu süreçte şahsıma gösterdikleri güven ve destek için tüm yol arkadaşlarıma ve destekçilerime sonsuz teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

AYŞEN KURT VE BASINA YANSIYANLAR

İYİ Parti Manavgat Eski İlçe Başkanı Hüseyin Ergen (35), 31 Ocak'ta Side Mahallesi'ndeki evinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak ayağından yaralanmıştı. Saldırının ardından gözaltına alınan 6 şüpheliden 2'si 10 Şubat'ta tutuklandı. Ergen'e yapıalan silahlı saldırının detaylar gün yüzüne çıkınca siyaset kulisleri çalkalandı. Saldırının sorumlusunun, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Ayşen Kurt’un (40) eşi Yahya Kurt (79) olduğu, Ayşen Kurt'un ise Fransa'ya kaçarak firar ettiği iddia edildi.

GAZETECİ İSMAİL SAYMAZ’DAN VAHİM İDDİALAR

Gazeteci İsmail Saymaz, yaşanan olayın perde arkasını detaylı bir şekilde anlattı. İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Ayşen Kurt’un eşi Yahya Kurt'un suikastı planladığını iddia etti. Saymaz'a göre, suikast için 20 milyon liraya anlaşma sağlanmış, ancak daha sonra parada anlaşmazlıklar çıkması nedeniyle tetikçinin teslim olarak yaşananları polise anlattığı ortaya çıktı.

AYŞEN KURT’UN OLAY SONRASI TUTUMU  

Ayşen Kurt, daha önce konunun partiye sirayet etmemesi için yazılı bir açıklama yaparak İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliğinden istifa ettiğini duyurmuştu. Kurt, söz konusu başlığa ilişkin yaptığı açıklamada,

“Son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan gerçek dışı bazı haberler nedeniyle aşağıdaki açıklamaların yapılması gereği hasıl olmuştur. Devam etmekte olan ve gizlilik kararı bulunan bir soruşturma kapsamında, basında çıkan haberler ve iddiaların gerçekle ilgisi olmayıp tümü sadece ailemizi yıpratmaya yönelik bir KURGUDUR. Ailemiz hakkında yürütülen soruşturmada “GİZLİLİK VE KISITLAMA” kararı mevcut olup basında ve sosyal medyada yapılan yayınların herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Olayların en başından beri şahsımın yurt dışına kaçtığı basında ve sosyal medya mecralarında iddia edilmiş olsa da, buna ilişkin tüm haberler de diğer haberler gibi ASILSIZDIR. Bu süreçte yurt dışına gitmediğim gibi Antalya ili sınırlarından dahi çıkmış değilim. Bir eş ve bir anne olarak eşimin ve oğlumun her zaman yanındayım ve yanında olmaya da devam edeceğim.

Bu asılsız yayınlar ve paylaşımlar ailem üzerinde olumsuz algı oluşturmaya yönelik olup anayasal güvence altına alınan “LEKELENMEME HAKKIMIZIN” ihlali niteliğindedir. Bu evrensel hak, herkesin saygı göstermesi gereken bir haktır. Ayrıca sürmekte olan soruşturmayı etkilemeye matuf yayın ve paylaşımlar suç teşkil etmektedir.

Medya üzerinden şahsım ve ailem üzerine kurgulanan bu KUMPAS nedeniyle herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararına dayanmayan bu asılsız haberleri çıkaran ve bir anlamda kumpasa ortak olan TÜM KİŞİ VE KURUMLAR hakkında gerek şahsım gerekse ailem adına her türlü yasal işlemlere başlayacağımın bilinmesini ayrıca bildirmek isterim.

Gizlilik kararı içeren ve soruşturması devam eden olay ile ilgili bu aşamada daha fazla açıklama yapmayacağımı, devam eden hukuki süreçlerin her ince ayrıntısına kadar takip edileceğini ve bu sürecin sonunda ailem aleyhine yürütülen işbu hukuk dışı iş ve işlemlerin ortaya çıkacağına dair HUKUKA İNANCIMIZIN tam olduğunu belirtmek isterim.

Ayrıca; benim şahsi olarak yaşadığım bu durum tam da seçim sürecinde çeşitli basın kuruluşları ve "SÖZDE" yazarlar tarafından malzeme edilerek Genel Başkanıma ve partime hadsizce saldırılarda bulunulmaktadır. Cinsiyetçi, ayrımcı, kin ve nefret oluşturma gayesi güden bu saldırılara karşı gelebilmek ve partimi ve Genel Başkanımı bu şahsi konunun muhatabı etmemek için İyi Parti Genel İdare Kurulu üyeliğimden ayrılıyorum. Kamuoyuna saygıyla bildiririm” ifadelerini kullanmıştı.

SALDIRININ ARKASINDA SİYASİ HESAPLAŞMA MI VARDI

İddiaya göre; Ayşen Kurt'un isteği ile eşi Yahya Kurt, Hüseyin Ergen'in öldürmesi için Ahmet Çelik'ten yardım istedi. Para karşılığı yardım talebini kabul eden Ahmet Çelik (41)  de tetikçi olarak Selahattin Oğuz'u (47) tuttu. Bu arada Hüseyin Ergen, İYİ Parti Manavgat İlçe Başkanlığı görevinden alındı. Ergen'in görevden alınmasında milletvekili adaylığında ters düştükleri Ayşen Kurt'un parmağı olduğu iddiaları ayyuka çıktı. Görevden alınma kararından 2 gün sonra Side'deki evinin önünde arabasını park etmek üzere olan Hüseyin Ergen, Selahattin Oğuz'un silahlı saldırısı ile yaralandı. Olayla ilgili açılan soruşturma neticesinde azmettirici olarak Yahya Kurt, Ahmet Çelik, tetikçi Selahattin Oğuz ile ona yardım ettikleri iddiası ile Furkan Enes Derinçay (29) , Yusuf Akbaş (31)  ve Ergün Göreayı (24) tutuklanmış, olayın perde arkasında oladuğu iddia edilen Ayşen Kurt ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 

SANIKLAR KENDİLERİNİ SAVUNDU

Hüseyin Ergen'e silahlı silahlı saldırı olayı ile ilgili davanın ilk duruşması 19 Temmuz'da yapıldı. Saldırıyı gerçekleştiren Selahattin Oğuz, trafikte tartıştıkları için Hüseyin Ergen'e saldırı gerçekleştirdiğini savundu. Olayın organizatörü olmakla suçlanan Ahmet Çelik, Yahya Kurt'un kendisinden Hüseyin Ergen'i uyarmasını  ve dövmesini istediğini, Selahattin Oğuz'a da bu şekilde talimat verdiğini ancak ani bir reflesk ile Selahattin Oğuz'un silah kullandığını amaçlarının öldürmek olmadığını anlattı. Yahya Kurt ise verdiği ifadede Ahmet Çelikten Hüseyin Ergen'e yönelik bir talimatının olmadığını savundu. Furkan Enes Derinçay, Yusuf Akbaş ve Ergün Göreayı ise arkadaşları olan Ahmet Çelik'i istediği yere bıraktıklarını, olayla bir ilgilerinin olmadığını savundu.  

TUTUKSUZ SANIK KALMADI 

Savunmalardan sonra savcılık tarafından tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ve sanık Ayşen Kurt’un tutuklanması talep edildi. Mahkemece verilen aranın ardından savcılığın talebi reddedilerek adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkış yasağıyla tutuklu sanıkların tamamının tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Mahkeme bir sonraki duruşma tarihini 9 Aralık 2024 olarak belirledi. 

Muhabir: DUYGU TEKİN