Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde, M.S 532-537 tarihleri arasında inşa edilen Ayasofya, yaklaşık 1500 yıllık tarihi boyunca birçok savaşlara, depremlere ve isyanlara tanıklık etti. Kudretli imparatorların ve sultanların hem tahta çıkışına hem de düşüşüne tanık olan tarihi yapının inşa edilmesi, Doğu Roma’nın gördüğü büyük halk ayaklanmalarından biri olan 532’ki ünlü Nika isyanının hemen ardından başladı. Doğunun en büyük kentlerinden biri olan başkent Konstantinopolis’te savaşlar, ağır vergiler, dini otorite baskısı, kötü yönetim ve işsizlik yüzünden bunalan halk, bugünkü Sultanahmet Meydanı’nda bulunan at yarışlarının düzenlendiği hipodromdaki birbirine karşıt taraftarların başlattığı isyanla kenti ateşe vererek Justinianus’un tahtını sarsmıştı. Zafer anlamına gelen ‘Nika’ sloganlarıyla kamu binalarını ateşe veren öfkeli isyancıların küle çevirdiği yapılardan biri de bugünkü Ayasofya’nın olduğu yerde bulunan bazilikaydı. İmparator Justinianus, Belisarius adındaki generali aracılığıyla bu büyük isyanı bastırmayı başardıktan hemen sonra iktidarının ve gücünün tanrıyla özdeşleştirilebileceği ve o güne kadar görülmemiş bir kilise inşa etmeye koyuldu. Hipodroma sokularak katledilen, haksız yönetime karşı başkaldırmış 30 binden fazla isyancının kanının üzerinde 5 yıl gibi kısa bir sürede inşa ettirilen Ayasofya, ‘ilahi bilgelik’ anlamına geliyordu ve kutsanarak açılışının yapıldığı 537 yılından bu güne kadar yaklaşık 1500 yıldır hem Hıristiyan hem de Müslüman egemenler tarafından kitleleri yönetmenin bir aracı olarak kullanılacaktı.

Muhabir: YUSUF YAVUZ