Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Aralık Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün başkanlığında gerçekleşti. Toplantıya, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ve meclis üyeleri katıldı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, konuşmasına kalp krizi geçiren 37. Grup Komite Üyesi Güray Parlak’a geçmiş olsun dileyerek başladı. Hacısüleyman, kendisini ziyaret ettiğini ve durumunun iyi olduğunun bilgisini verdi. Muğla’da gerçekleşen helikopter kazasına yönelik üzüntülerini paylaşan Hacısüleyman, “Dört değerli insanımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz” dedi.
BÜYÜME ENDİŞE VERİCİ
Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde önceki yıla göre yüzde 2,1 büyüdüğüne dikkat çeken Hacısüleyman, “Büyüme son 17 çeyreğin en düşük hızında gerçekleşti. Çeyreklik bazda ekonomi binde 2 daraldı ve 2018’den sonra ilk kez peş peşe iki çeyrek küçüldü. Ana sektörler içinde en iyi performansı yüzde 9,2 büyüme ile inşaat, en zayıf performansı yüzde 2,6 daralma ile sanayi gösterdi. Tarım yüzde 4,6 büyüdü. 2024’ün ilk 9 ayında tarımdaki büyüme son 4 yılın en yüksek düzeyine çıktı. Hizmetler sektörü yüzde 1,2 büyüdü. Sektörün büyüme performansı son 4 yılın en düşük hızında gerçekleşti. Sanayi sektörü 2. çeyrekteki daralmadan sonra 3. çeyrekte de yüzde 2,6 küçüldü. Yatırım harcamaları önceki yıla göre binde 8 daraldı. Yatırımların iki ana paydaşı olan inşaat yatırımları yüzde 9,4 büyürken, makine teçhizat yatırımları yüzde 8,6 daraldı. Genel büyüme hızındaki yavaşlamayı ekonomideki normalleşme sürecinin doğal bir sonucu olarak değerlendiriyoruz. Ancak, makine teçhizat yatırımlarındaki daralma ve sanayi sektöründeki negatif büyüme endişe vericidir” dedi.
CİDDİ FİNANSMAN SORUNU YAŞIYORLAR
Körfez Gazetesinden Ertuğrul Gün'ün haberine göre Antalya açısından büyüme verilerinde olumlu bir gelişmeyi paylaşan Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Aralık başında 2023 yılı illere göre GSYH verileri açıklandı. Bu verilere göre Antalya, önceki yıl olduğu gibi yine Türkiye’nin altıncı büyük ekonomisi oldu. Ülke ekonomisinden daha hızlı büyüyen Antalya’nın Türkiye ekonomisindeki payı ise yüzde 3,5 ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine çıktı. Tabi bu arada bu başarının diğer illerin daha kötü olması mı, yoksa bizim daha iyi olmamızın sonucu mudur? Bu da sorgulanmalıdır. Pandemi dönemi hariç Antalya ekonomisi, her yıl Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı göstermiştir. 2023’te olduğu gibi 2024’te de çalışkan ve üretken yapımızla bu başarıyı sürdürüyoruz. Geriye dönüp bu yılın bir muhasebesini yaptığımızda, ülke ekonomisinde bozulan dengelerin yavaş yavaş yerine gelmeye başladığını, örneğin ülke risk priminin düştüğünü, cari açığın düştüğünü, dengesiz şekilde büyüyen iç talebin normalleştiğini, enflasyonda zirveden dönüşün başladığını görüyoruz. Ama bunlarla birlikte hayat pahalılığında bir iyileşme olmadığını, maliyetlerimizdeki yüksekliğin devam ettiğini, ihracat tarafında uluslararası rekabet gücümüzün zayıfladığını, şirketlerimizin ciddi finansman sorunu yaşadıklarını, yüksek faizlerin tüketimden çok üretimi zayıflattığını da görüyoruz” açıklamasında bulundu.
YÜZDE 30 ENFLASYON TAHMİNİ
Başkan Yusuf Hacısüleyman 2025 beklentilerini de paylaştı. Son bir ayda dünya gündemi ve ülke gündeminde çok sayıda değişiklik olduğuna dikkat çeken Hacısüleyman, “Hakikaten eşine az rastlanır düzeyde sık değişen ve adeta taşların yeniden dizildiği günlerden geçiyoruz. 2025 olumlu ve olumsuz anlamda beklenmedik gelişmelerin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğu bir yıl. Ekonomi yönetimi tarafından uygulanan politikalar yavaş ve gecikmeli de olsa sonuç vermeye başladı. Yıl içinde faiz oranlarının kademeli bir şekilde gerilediğini göreceğiz. Bu hem borçlanma maliyetlerini aşağı çekecek hem de tüketicinin satın alma eğilimini güçlendirecek. Merkez Bankasının 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 21. Güncel gelişmeler buna ulaşmanın çok zor olacağını gösteriyor. Ancak yine de yüzde 30 civarında bir enflasyon düzeyine ineceğiz gibi görünüyor” sözlerini sarf etti.
SURİYELİLER MALİYETLERE YANSIYACAK
Şehir ekonomisi açısından önemli olan turizm göstergeleri 2025 için artı hanesine yazılabilecek bir başka faktör olduğunu ifade eden Hacısüleyman, “Gelen turist sayısında ve harcamalarda artış bekleniyor. Suriye'deki rejim değişikliğinden mutluluk duyuyoruz. Bu dönemde ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin mutluluğu bizim de mutluluğumuz. Bu değişimin ekonomimiz üzerinde farklı boyutlarda etkileri olacak. İmalat tarafında çok sayıda sektörde istihdam edilen Suriyeli kardeşlerimiz var bunların kendi ülkelerine dönecek olması işgücü maliyetlerini ve sorunlarımızı artıracak. Ancak Suriye’de talebin artacak olması ihracatımız adına artı hanesine yazılabilecek bir gelişme.” dedi.
İŞ DÜNYASINDA TRUMP BEKLENTİSİ
ABD’nin yeni başkanı Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlayacağını ifade eden Yusuf Hacısüleyman, “Ama resmen göreve gelmeden pek çok ülkeden gelen ithalata vergi konacağını açıkladı. Bu yönetimin ithalata getirebileceği yeni vergilerin hem küresel ticareti hem de ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilemesi bekleniyor. Ancak Türkiye’nin burada nasıl bir konumda olacağı konusunda net bir şey söylemek için erken. Yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisinde üretim ve talep göstergelerinde büyük bir değişiklik beklemiyoruz. Ancak ikinci yarıdan itibaren talebin kademeli olarak canlanacağına yönelik genel bir beklentimiz var. Tüm bu belirsizlikler nedeniyle 2025 için net bir öngörü yapmak mümkün değil. Yıl içinde inişli çıkışlı, değişkenliği yüksek ve yurtiçi gelişmelerden çok yurt dışındaki gelişmelerin belirleyici olacağı bir dönem yaşayabiliriz” açıklamasında bulundu.
SORUNLARI ÇÖZMEDEN ARTIŞ FAYDA SAĞLAMAYACAK
Bu hafta içerisinde belli olacak asgari ücret hakkında da açıklamalarda bulunan Yusuf Hacısüleyman, “Bakın ülke genelinde ekim ayından bu yana asgari ücret konuşuluyor. Bizim başka şeylere konsantre olmamız gerekirken adeta 85 milyon vatandaş asgari ücretin ne olacağına kafa yoruyor. Asgari ücret elbette önemli. Bunu inkar edemeyiz. Çalışanların yarıdan fazlası asgari ücret ya da asgari ücrete çok yakın ücret alırken, bunu konuşmamak olmaz. Ancak sorunu ve çözümü farklı yerlerde arıyoruz. Devlet, sendikalar, iş dünyası ve çalışanlar olarak ücretlerdeki zayıflığı, ülkedeki pahalılığı azaltmak yerine ücret artışları yoluyla dengelemeye çalışıyoruz. Üretilen bir ürünün nihai üreticiye ulaşırken fiyatı neden 6-7 kat artıyor sorusuna cevap bulamazsak çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Türkiye’de konut fiyatları ve kiralarının neden Avrupa’ya Amerika’ya kıyasla yüksek olduğuna cevap bulamazsak, çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Neden Avrupa’daki en pahalı eti ve sütü tükettiğimize bir cevap bulup çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Bugün asgari ücret yüzde 80-yüzde 100 artsa ne olacak? Bu saydığım sorunların hangisi çözülecek? Hiçbiri. Yani çözüm asgari ücrette artıştan ziyade yapısal sorunlarımıza çare arayıp bu asgari ücret konusunu gelecek yıllarda gündemden düşürmek gerekiyor” dedi. Toplantıda ATSO 2025 yılı bütçesi 550 milyon TL olarak kabul edildi.