Atatürk’ün Antalya aşkı! O meşhur söz nasıl ortaya çıktı? Mustafa Kemal Atatürk 94 yıl önce 6 Mart Perşembe günü Antalya’ya geldi. “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” meşhur sözü ile kaldığı evin hikâyesini sizler için araştırdık. İşte detaylar...

Mustafa Kemal Atatürk 94 yıl önce 6 Mart Perşembe günü Antalya’ya geldi. Rüstemiye gemisi ile kıyılar açıktan gezerken Antalya’nın güzelliğine hayran olan Atatürk o meşhur sözü “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir”i işte tam bu gezi esnasında söyledi. Kendisine valilik tarafından tahsis edilen evde 1 hafta konaklayan Atatürk’ün ölümünden sonra ise kaldığı ev değişim geçirerek önceleri lise olarak kullanılırken ilerleyen süreçte ofis çevrilerek şehrin imar planına uymadığı gerekçesiyle yıkıldı. 1986 yılında evin aynısı tekrar yapılarak müzeye dönüştürüldü.

ATATÜRK’ÜN ANTALYA’YA İLK GELİŞİ

6 Mart 1930 tarihinde Atatürk’ün Antalya’ya ilk gelişi en uzun, en coşkulu ve en özel olanıydı. Bütün kente Atatürk’ün geleceği duyurulmuş, yollar temizlenmiş ve birçok yere zafer takları kurulmuştu. Bütün halk büyük bir heyecan ile Ata’sını beklemeye başlamıştı. Öğlen saatlerinde kente giriş yapan Atatürk’ü halk büyük bir coşkuyla karşıladı. Vatan Bulvarı üzerinde, bugünkü Orman Bölge Müdürlüğü önündeki alanda, Atatürk otomobili ile durup halkı selamladıktan sonra tekrar şehir merkezine döndü. Yenikapı’daki Valiliğe ait iki katlı köşk ise o günlerde Atatürk’ün konaklaması için tahsis edildi.

Antalya Atatürk

“HİÇ ŞÜPHESİZ ANTALYA DÜNYANIN EN GÜZEL YERİDİR”

Antalya’ya gelişinin ikinci gününde şehir turuna çıkan Mustafa Kemal Atatürk, Arapasuyu’nda çeltik tarımı yapılan araziyi gezdikten sonra Rüstemiye gemisi ile kıyıları açıktan gezdi. Gemiden indikten sonra Lara civarında, meyve bahçeleri ile kaplı olan alanı gezen Atatürk burayı çok beğenmiş ve yerin adını sormuştu. “Rumkuşu” olan yerin adını “Erenkuşu” olarak değiştiren Atatürk gezi sonrası Antalya’nın girişinde bulunun “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” sözünü tam bu gezi dönüşünde söylemişti. Rıhtıma çıktığı sırada yanına gelen Mustafa adından bir çocuk, “Dokuz kişilik bir aileye bakıyorum ve yardım ihtiyacım var” sözleri üzerine Atatürk çocuğa nakdi yardımda bulunmuştu. Geriye kalan günlerde Aspendos Tiyatrosunu gezen Atatürk, halkın dertlerini dinlemiş, kentin kutlama etkinliklerine katılmış ve 12 Mart 1930 günü büyük bir uğurlama töreni ile Antalya’ya veda etmişti.

ATATÜRK’ÜN ANTALYA’YA İKİNCİ GELİŞİ

10 Şubat 1931 Salı günü Atatürk’ün Antalya’ya ikinci defa gelişiydi. İzmir’de başlayarak yurt genelini kapsayacağı bir tur gezisi sırasında Antalya açıklarında gezen Atatürk, Antalya’yı bir kez daha görmek istedi. Askeri karargahları teftiş edip, valilik, belediye ve Cumhuriyet Halk Fırkası (CHP) ziyareti sonrası kentin ticari ve tarımsal faaliyetleri hakkında bilgiler alarak saat 18.00’da geldiği gemiye tekrar binerek Alanya istikametine doğru yola çıktı.

ATATÜRK’ÜN ÜÇÜNCÜ GELİŞİ

Atatürk, sağlığının bozulmasından önce son bir defa 18 Şubat 1935 tarihinde yine bir yurt gezisi programı kapsamında Antalya’ya son bir kez daha görmeye geldi.  Bu seferki gelişi de ilk gelişinde olduğu gibi bütün halk tarafından büyük bir coşku ile kutlandı. İlk gelişinde çok beğendi Erenkuşu’nu tekrar ziyaret etti. Hayatta gözlerini yunmadan önce son bir kez daha Erenkuş’ta Antalya’nın o eşsiz manzarayı seyredebildi. Yanındakilerle meclisin kış aylarında Antalya’da toplanmasına ilişkin görüşlerini ifade eden Atatürk, ertesi gün saat 19.30’da Ege Gemisi’ne binerek şehirden ayrıldı. Bu onun Antalya’ya son gelişiydi.

ATATÜRK’ÜN EVİNE NE OLDU?

Atatürk’ün ölümünden sonra ona ilk geldiği zaman kalması için valilik tarafından tahsis edilen ev, Özel İdare’ye devredildi. 1939’da Akşam Kız Sanat Okulu ve Kız Enstitüsü binası olarak kullanılmaya başlanan bina 1952 yılında Tarım Bakanlığı’na devredildi ve son yıllarına kadar Teknik Ziraat Müdürlüğü’nün büroları olarak kullanıldı. 1984 yılında Şehrin yeni imar planı uymadığı ve caddede kaldığı için yıkılan bina, 1986’da Kepez Elektrik şirketi tarafından evin birebir aynısı tekrar inşa edilerek Atatürk Evi Müzesine dönüştürüldü. O günden beri müze olarak varlığını sürdürmekte.

Muhabir: TAHSİN CAN ÖNALP