Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Kasım Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. ATSO Meclisinde sürpriz bir ayrılık yaşandı. Meclis Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Nilay Akbaş görevinden istifa etti. Meclis üyeleri boşalan koltuk için seçime gitti. ATSO Meclisinde gizli oy açık sayım usulüne göre yapılan seçimde Emrah Polat geçerli oyların 73 tanesini alarak yeni meclis başkan yardımcısı seçildi. Mecliste yapılan devir teslim töreninin ardından ATSO Meclis Başkan Yardımcısı Emrah Polat görevine başladı.
KOLTUKLAR BOŞ KALMADI
ATSO Kasım Olağan Meclis Toplantısı'nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ise her iki isme de görevlerinde başarılar diledi. Görevinden ayrılan Nilay Akbaş ise göreve gelmesinde emeği bulunan önceki dönem başkanı Davut Çetin ve Ali Bahar’a teşekkürlerini iletti. Mecliste komitelerde anlaşmalı olarak boşalan koltuklara 24. Grup Elektrik Enerjisi Üretimi Komitesi; Veli Yavuzcan, İsmail Ekmekçioğlu, Arif Arıkan, 37.Grup Restoran Komitesi; Baran Ünal, Tahsin Fettahoğlu, Alper Ülker, 48.Grup Eğitim Komitesi; Ertürk Karaman geldi.
İŞ DÜNYASINDA ABD KAYGISI
ATSO Kasım Olağan Meclis Toplantısı'nda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ABD’de yapılan seçimlerin tamamlandığını 20 Ocak’ta yeni başkanın göreve başlaması beklendiğini belirtti. Bütün dünyanın Trump’ın piyasalara etkisi ve dış politikaya etkisi üzerine odaklandığını ifade eden Yusuf Hacısüleyman, “Hatırlarsınız, 2017’de ilk dönemine başladığında Trump başta Çin ve Almanya olmak üzere, aralarında bizim de olduğumuz pek çok ülkeye uyguladıkları gümrük vergisi oranlarını artırmıştı. Bu defaki seçim çalışmasında da aynı şeyleri yapacağını sık sık tekrarladı. Bunun Türkiye’ye hem doğrudan hem dolaylı etkileri olacağını beklemekteyiz. ABD, Avrupa’nın en büyük ihracat pazarı. 2023’te Avrupa’nın ABD’ye ihracatı 600 milyar dolara yakın. ABD’ye en çok ihracat yapan ülkeler Almanya, İtalya, İrlanda, Fransa. Avrupa’dan gelen mallara vergi konulması, Avrupa’nın ihracatını ve dolayısıyla büyümesini olumsuz etkileyecek. Bu, Avrupa’nın Türkiye’den yaptığı ithalatı da aşağı çekecek bir faktör olacak” sözlerine yer verdi.
ABD’YE YAKINDAN TAKİP
Çin’in ABD’ye ihracatının geçen yıl 500 milyar dolar olduğunu ifade eden Yusuf Hacısüleyman, “ABD ticaret açığının yüzde 30’u Çin kaynaklı. Çin’in dış ticaret fazlasının yüzde 40’ı ise ABD kaynaklı. Yaklaşık 60-70 yıldır küresel ticarette eğilim, engellerin ortadan kaldırılması, vergilerin azaltılması yönünde idi. Ama artık bu eğilimin sonlarına gelinmiş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Vergilerde ve ticaret engellerinde artış, sadece sanayi sektörlerini değil, dolaylı olarak tüm sektörleri etkileme potansiyeline sahip. Bu nedenle yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişiklikleri yakından takip etmemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu.
DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKTİ
Kültürel gelişmeyle ilgili 2 konuyu meclis üyeleri ile paylaşan Yusuf Hacısüleyman, “Birincisi; 2 Kasım’da Kültür ve Turizm Bakanlığının organizasyonuyla, Antalya Kültür Sanat’ta “Frida Kahlo’nun Günlükleri” sergisinin açılışını gerçekleştirdik. Bu sergi, sanatseverler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı ve bugüne kadar sergimizi 20 bin 584 kişi ziyaret etti. Bu vesileyle, şehrimizin kültür ve sanat alanında daha da güçlenmesine katkı sağlayan bu değerli etkinlikler için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. İkincisi; İbradı ilçemize bağlı Ormana Köyü, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından “En İyi Turizm Köyü” seçildi. Bu ödül, köyümüzün doğaya, kültüre ve sürdürülebilirliğe verdiği değerin uluslararası alanda takdir edilmesi anlamına geliyor. Ormana, düğmeli evleri, bozulmamış doğası ve otantik yapısıyla sadece Türkiye'nin değil, dünya turizminin de dikkatini çeken bir destinasyon haline geldi. Bu ödül, köyümüzün tarihi dokusunun ve geleneksel yaşam tarzının korunarak geleceğe taşınmasının önemini bir kez daha ortaya koydu” dedi.
SANCILARINI YAŞIYORUZ
Dünya ve Türkiye gündeminde durumların çok karışık göründüğünü ifade eden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Küresel tarafta ekonomi istikrarsız, ticarette büyüme zayıf, siyasi gerilimler son yılların en yüksek düzeyinde. ABD seçimleri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda tansiyonun yükselmesi, İsrail’in Filistin, Lübnan, Suriye’de gerçekleştirdiği saldırılar hepimizi kaygılandırıyor. Bunların detaylarını teker teker saymamıza gerek yok diye düşünüyorum. İçeride ise, mevcut durumumuzu 2 başlık altında toplamak gerekiyor. Birincisi 2021-2023 döneminde uygulanan ekonomi politikalarından normale dönüşün sancılarını yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu başlı başına bir mücadele. Bu yıllarda dengeler öyle bozuldu, öyle ilginç bir dönem yaşadık ki; şu anda normalleşme olarak adlandırabileceğimiz süreç bile bazılarına anormal geliyor. İçeride yaşadığımız sürecin ikinci boyutunu ise ülke gündeminin çok sık değişmesi ve firmaların uyum becerilerinin zayıflaması oluşturuyor” sözlerine yer verdi.
KİRLİ GÜNDEM ÇIKIŞI
“Gündemin bu kadar sık değiştiği ve ekonomik verilerin pek de iç açıcı olmadığı bu ortamda Türk iş dünyası nasıl yatırım yapacak, nasıl katma değerli üretime geçecek, dijitalleşme ve yapay zeka konularına nasıl uyum sağlayacak?” sorusunu yönelten Yusuf Hacısüleyman, “Bu soruların kısa bir cevabı yok. Birincisi bu gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor. Konsantre olabilmemiz için, zihnimizi meşgul eden bizi rahatsız eden odaklanmamızı engelleyen faktörleri azaltmamız gerekiyor. İş dünyası olarak bundan 30- 40 yıl önce rekabeti kendi içimizde yapardık. Artık rekabetin büyük kısmını Kore'deki Çin'deki Almanya'daki Amerika'daki firmalarla yapıyoruz. Bu ülkelerin Ar-Ge’ye tahsis ettikleri fon miktarı ile Türkiye'de bizim özel sektörümüzün tahsis ettiği fon miktarı çok farklı. Evet son yıllarda Türkiye de bu konuda bir atılım içinde ancak hâlâ aramızda büyük fark var. Dünya ihracat rakamlarında görüyorsunuz, Çin, Amerika, Almanya… Biz ise 256 milyar dolar ile dünya ihracat büyüklüğü sıralamasında 29. sıradayız.” dedi.
20 PUAN İNDİRİM
5 ayda 27 puan düşen yıllık enflasyonun yüzde 48,58 ile Temmuz 2023’ten bu yana en düşük seviyeye indiğini ifade eden Yusuf Hacısüleyman, “Ciddi bir düşüş yakalanmış olsa da, henüz beklediğimiz umduğunuz yavaşlamanın gerisindeyiz. Nitekim Ekim’de TÜFE aylık bazda yüzde 2,88 ile piyasa beklentilerinin üzerinde arttı. Enflasyondaki bu inatçılık şu ana dek, faizin yüksek seyretmesine, faiz indirimlerinin ertelenmesine, büyüme üzerindeki baskının devam etmesine neden oldu. Bununla birlikte geçen haftaki son Para Politikası Kararında Merkez Bankası, enflasyonun ana eğiliminde Ekim ayında iyileşmenin başladığını açıkladı. Bu artık faiz indirimlerinin kapıda olduğuna işaret ediyor. Mevcut para ve maliye politikası ile uluslararası konjonktürde ciddi bir bozulma olmaz ise, gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz. Yalnız, biz ekonomi yönetiminden kesinlikle, kısa vadede milletimizin gönlünü hoş edecek ve bir buçuk yıldır gösterdiğimiz çabanın, sabrın, enflasyonla mücadele politikasına desteğin boşa gitmesine neden olacak adımlar beklemiyoruz. Bozulan dengeleri öyle ya da böyle, gecikmeli de olsa yeniden tesis etmeye yönelik duruş korunmalıdır” açıklamasında bulundu.
DEVLETE GÖREV DÜŞÜYOR
Asgari ücret tartışmalarına hem işçi hem işveren tarafını gözeterek bakmak zorunda olduklarını ifade eden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “İşveren tarafından bakınca, çalışanın işverene maliyetinin çok yüksek olduğunu; asgari ücrette yapılacak yüksek oranlı bir artışın firmaların rekabet gücünü hem iç pazarda hem ihracatta zayıflatacağını görüyoruz. Çalışan tarafında bakınca ise mevcut ücretin yoksulluk sınırının altında olduğunu görüyoruz. Devlet, sendikalar, iş dünyası ve çalışanlar olarak ücretlerdeki zayıflığı, ülkedeki pahalılığı azaltmak yerine ücret artışları yoluyla dengelemeye çalışıyoruz. Barınma, eğitim ve gıda sektörlerindeki fiyat düzeyi, sadece ülke tarihinin en yüksek düzeyine çıkmakla kalmayıp; pek çok gelişmiş ülkedeki fiyatların da yukarısına çıktı. Devletimizin eğitimi ve sağlığa erişimi ucuzlatması gerekiyor” dedi.
VERGİ DİLİMLERİ YENİDEN DÜZENLENSİN
ATSO olarak asgari ücretli çalışanların alım gücünün korunmasını, eğitim, sağlık ve barınma maliyetlerinin aşağı çekilmesini, işverenin rekabet gücünün zayıflamaması için gelir vergisi kanununda düzenlemeler yapılmasını beklediklerini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Mevzuatta gelir vergisi dilimleri birbirine çok yakın, ücretler yılın başında henüz nisan mayıs gibi ikinci vergi dilimine yaz aylarında ise üçüncü vergi dilimine giriyor. Yani vergi kesintileri artıyor. İşveren için maliyeti yüksek ama çalışan için de eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor. O yüzden iş dünyasında vergi dilimlerini yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var” dedi.
İŞÇİ İTHALATI BAŞLADI
Son dönemde mal ve hizmet ihracatı yapan firmaların iş gücü bulma konusunda ciddi zorluklar yaşadığına tanıklık ettiklerine dikkat çeken Yusuf Hacısüleyman, EYT düzenlemesi gibi nedenlerle yerli iş gücünün azalmasının bazı sektörleri iş gücü ithalatı çözümüne yönelttiğini söyledi. İş gücü bulamayan firmaların, başka ülkelerden işçi temin ederek bu soruna çözüm arayışına girdiğini ifade eden Yusuf Hacısüleyman, “Ancak izin süreçlerinde yaşanan aksaklıkları ortak akıl ile çözülerek, bir dünya kenti olan Antalya’nın uluslararası iş gücüne olan ihtiyaçlarının karşılanması gereklidir. Tabi ki kendi ülke insanlarımızın çalışabilmesi, işsizlikten kurtulması, evini ailesini geçindirebilmesi önceliğimizdir” ifadelerine yer verdi.
OLUMLU GELİŞME OLDU
Yusuf Hacısüleyman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından yürürlüğe konulması planlanan, tüm kartlı ödemelerin yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar üzerinden yapılması zorunluluğu, iş dünyasından gelen talepler üzerine 10 Ocak 2025 tarihine ertelendi. Başlangıçta bugün devreye girmesi planlanan bu düzenlemenin, bazı bankaların döviz cinsi tahsilat yapabilmeye yönelik yazılım altyapısını henüz tamamlayamaması nedeniyle ertelenmesi, özellikle turizm sektörü, oteller, kuyumcular ve dövizle çalışan diğer işletmelerimiz açısından olumlu bir gelişme olmuştur.”