Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin başlattığı “Basın Sohbetleri” serisinin Nisan konuğu Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır oldu. Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) lokalinde gerçekleştirilen toplantıda katılımcılara geleneksel kahvaltı ikram edildi. Başkan Çandır’ın gündeminde kentin yakından takip ettiği tarım, ticaret, şehirleşme, maden ocakları, işçi problemleri, ithalat EXPO 2016 ve üretim gibi konular yer aldı.
KLASİK BİR BAKIŞLA YÖNETMİYORUZ
Çandır, konuşmasına Antalya Ticaret Borsası’nın geçmişine yönelik bilgi vererek başladı. ATB’nin 105 yaşında olduğunu ifade eden Çandır, YÖREX’in kente ve ticarete kattığı değeri değerlendirdi. Bin 716 tane coğrafi işaret ürün olduğunu ifade eden Çandır, 78 ürünün de tescil için sırada olduğunu sözlerine ekledi. 30 tane ürün için de başvuru yapıldığını belirtti. Küreselleşmeden yerelleşmeye doğru bir eğilim olduğunu belirten Çandır, “Trump'ın başkan olmasının ardından dünya içe doğru kapandı. Korumacı bir iklim var. Coğrafi işaretli ürünler ülkelerin gündemine girdi. Bu yıl nasip olursa YÖREX’i yurt dışında yapmayı düşünüyoruz. 1 yıl içeride 1 yıl dışarıda olacak. 2009 yılından itibaren Zeytinpark’ı korumak için büyük mücadele ediyoruz. Klasik bir bakışla yönetmiyoruz.” dedi.
OLUMLU GERİ DÖNÜŞLER ALDIK
Doğal bir alanı yaşatmanın kolay olmadığını sözlerine ekleyen Çandır, "Her bir vatandaşımız gelsin bir bardak çayımızı içsin. Birçok projemiz var. Karbon ayak izi ile ilgili çalışmalar ağırlık verdik. Bir yazılım geliştirdik, binlerce insan yararlandı. Defne kekik ve ada çayı gibi ürünlere yönelik çalışmalar yaptık. Üyelerimizin ufkunu açmak ve ticaretini geliştirmek için de çalışmalarımız var. Üyelerimizin dahil olduğu 12 ülkeye ziyaret yaptık. Olumlu geri dönüşler aldık. Ne zaman enflasyon gündeme gelse birinci konu tarımdır. Tarımın itibarını korumak için her ay hal endeksi yayınlıyoruz. Günah keçisi olarak üreticinin görünmesini istemiyoruz. Tarım muhabirliği eğitimi ile fark yarattık. Tarım haberleri daha iyi yapılıyor" sözlerine yer verdi.
KISA SÜREDE TAMAMLAYACAĞIZ
Çandır, “Antalya’da organize tarım bölgesi ile çalışmalara başladık. Daha sağlıklı bir üretim için harekete geçtik. Bunun için bir yer oluşturacağız. Canlı hayvan borsası için belediyemiz ile birlikte yer temini konusunda anlaştık. Hazırlık çalışmalarına başladık, kısa sürede tamamlayacağız. Gençlerimizi tarıma dahil etmek üzere bir projemiz var. Gelişen koşullarda çiftçinin daha iyi üretmesi için teknolojiye daha kolay ulaşması gerekir. Üyelerimizin lisanslı depo talepleri var, kentin kuzeydeki ilçelerden bir tanesine lisanslı depo yapılması için elimizden geleni yapacağız.” açıklamasına yer verdi.
YÖREX DIŞARIYA AÇILIYOR
Gazetecilerin YÖREX’e yönelik hazırlık sorusuna cevap veren Çandır, “YÖREX’in önemli bir projedir. Benim hayalim ürünlerin etrafına örgütlenmiş üreticilerin yer almasıdır. Bir coşku azalması yok, insanlarımız daha orijinal ürünler arıyorlar. Sokakta durmadan nerede ne zaman olacağına yönelik sorular alıyorum. İlk olarak Almanya’da yapmayı düşünüyoruz.” dedi.
DAHA DİKKATLİ OLMALIYIZ
İklim Kanunu'na yönelik ise Çandır, “İklim kanunu meclise geldi. Biraz hızlı oldu. Detaylı bir bilgimiz yok. Kanun olsa da olmasa da biz bir ürün üretiyorsak bunu en iyi şekilde takip etmeliyiz. Su ve karbon hesaplaması yapılarak ürünler belirlensin. Bundan sonra bunun gelişmesini bekliyoruz. Muz seralarını eleştirince tepki çekmiştik. Antalya gibi yakın gelecekte su sorunu yaşanacak kentlerde ürün seçerken daha dikkatli olmalıyız.” ifadelerini kullandı.
BİZİM MALİYETLERİMİZ ARTTI
Domates ve limonda yaşanan krizi değerlendiren Çandır, “Bu genelde arz talep ile oluşuyor. Bazen enflasyona etki edecek diye ihracat kısıtlaması oluyor. Sonra bu ürünlere tekrar bir Pazar bulunması mümkün olmuyor. Bugün siz hangi ürünü kaça ürettiğinizden ziyade ürünün karşılığı olup olmamasıdır. Arz fazlasından kaynaklı pazarda sıkıntılar oldu. Kur yaklaşımı ihracatın önünde bir engel oldu. Bizim maliyetlerimiz arttı, yurt dışındaki rakiplerimiz ile rekabet edemez hale geldik.” dedi.
KIRSALIN DEĞERİ ARTTI
1980 yılından sonra tarımın değerinin azaldığını ifade eden Çandır, “Bu bir politikadır. Biz sanayileşmeyi şehirleşme olarak algıladık. Şehirleri betona gömdük. Kırsalda kaliteyi düşürdük. İnsanları kırsalda yaşaması için bir neden bırakmadık. Avrupa’da insanalar kırsalda tutacak birtakım desteklemeler var. Bizde herkesi doktor mühendis yapalım diye bir düşünce var. Pandemiden sonra kırsalın değeri arttı. Önce tarımın içerisinde bulunan üreticiyi tarımın içerisinde tutmalıyız. Tarımdan kopan insan bir daha tarıma dönmüyor.” sözlerine yer verdi.
EN SON KIRCAMİ’Yİ KAYBETTİK
Çandır, “ATB olarak bu memleketin taşına toprağına sahip çıkıyoruz. İlk defa taş ocakları raporunu hazırladık. Bununla ilgili çabalarımız devam ediyor. Biz karşı değiliz, burada önemli bir ürün varsa bunu başka yerde de varsa orada çıkaralım. Antalya gibi özellikle doğası ile gündemde olan bir kentin dağlarına baktığımızda oyuklar değil yeşillikler olması gerekir. Antalya’nın yüzde 21’i tarım alanıdır. 40 yılda bu yüzde 21 oran yüzde 16’ya düştü. En son Kırcami’yi kaybettik. Batı ve doğuda otoyollar olacak. Bunlar ne getirecek. Yol açılınca etrafında rant ve yerleşme alanları olacak. Bunun bir incelenmesi konuşulması gerekir. Etrafımızda bulunan binaların nerede ise yüzde 90’ı ömrünü tamamlamış binalar. Yeni alanlar açılacaksa buralarda açılsın, yenileyelim.” dedi.
UYUM SÜRECİ BAŞLATTIK
Çandır, "Biz neden denizi kullanmıyoruz? Gelen turist neden denizden Alanya’ya gitmiyor? Sık sık yurt dışına gidiyoruz. Buralarda da incelemelerde bulunuyoruz. Enflasyon belası doğru bir politika üretilmesine engel oluyor. Antalya’nın domates üreterek gidecek bir yeri kalmadı. Türkiye Cumhuriyetleri arasında tarımsal uyum uyum süreci başlattık. İhracatta bir hareket olursa üreticinin yüzü güler.” dedi.
YURT DIŞINDAN İŞÇİ GETİRİYOR
Antalya’nın en büyük sorununun işçilik olduğunu ifade eden Çandır, “İşçi bulmakta sorunlar yaşanıyor. Yabancı işçi çalıştırma noktasında çalışmalarımız devam ediyor. Tarıma özel sosyal güvenlik sisteminin gelmesi için harekete geçtik. 24 milyon kişiye sosyal yardım veriyoruz, bu yardımlar sigorta güvencesi olarak gelsin. Bunun için mücadele ediyoruz. Tarımda işçi bulmakta zorlanıyoruz. Bizim de yurt dışından işçi getirmede bir sakınca yok. Koşulların oluşturulması gerekir. Bununla ilgili yasal mevduatta değişmeler var, biraz daha güncelleyerek yabancı işçi konusu gündemimizde olacak. Bu olmazsa üretimden geri kalırız.” açıklamasında bulundu.