Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberien göre son dönemde okullarda yaşanan temizlik sorunu, 515 bin öğrencinin bulunduğu Antalya’da da veliler ve öğretmenler için ciddi bir halk sağlığı problemine dönüşmeye başladı. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta temizlik görevlisi ihtiyacının yalnızca yüzde 25'inin karşılandığını ve 30 bin yeni temizlik görevlisinin alınacağını duyurdu. Ancak Türkiye genelindeki 60 bini aşkın kamu okulu düşünüldüğünde bu sayı yetersiz kalıyor. Okullardaki temizlik sorunu içinden çıkılamaz bir kısır döngüye dönüştü. Öğrenci velilerinin okullara temizliğe çağrıldığına dikkat çeken Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, kullarda temizlik görevlisi istihdamı için velilerden paralar istendiğini ifade etti.
ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN DEĞİL
Okullarda yaşayana temizlik sorunundan dolayı hastalıkların yaygınlaştığını söyleyen Koç, “Okullarımızdaki temizlik sorunu hem öğrenciler hem öğretmenler hem de toplum için halk sağlığı sorununa dönüşmeye başladı. Velilerin, öğretmenlerin okulları temizlediği, çöp yığını haline gelmiş okul görüntülerinin ortaya çıkmasıyla geçtiğimiz hafta okullardaki temizlik görevlisi ihtiyacının ancak yüzde 25’inin karşılanabildiği 30 bin temizlik görevlisinin daha alınacağı bakanlık tarafından açıklandı. Kamu okulu sayısı 60 bin 734. Bu yetersiz sayı ile sorunun çözümü mümkün değil. İşgücü uyum programı ile günlüğü 566 TL’ye haftanın üç günü güvencesiz, yani asgari ücretin yarısından da az bir ücretle, sadece kaza sigortası yapılarak gayri insani çalışma koşulları altında bir program ile bu sorunun çözülmeyeceği çok açık” dedi.
GÜNLÜK 566 TL
Okullarda görevlendirilen 30 bin temizlik çalışanının beş farklı istihdam şekliyle çalıştırılacağını açıklayan Koç, “Okullarda temizlik alanında az sayıda kalan kadrolu çalışanlar dışında dört farklı istihdam yaşama geçiriliyor. Birincisi İşgücü Uyum Programı adıyla günden 566 TL’ye, haftanın üç günü asgari ücretin yarısının dahi altında çalıştırılma koşulları. İkincisi geçici işçi statüsünde çalıştırılma, üçüncüsü alınacağı açıklanan 30 bin temizlik görevlisinin Toplum Yararına Program kapsamında asgari ücret karşılığında çalıştırılması, dördüncüsü Türk Eğitim Sisteminde Çocuklar için Kapsayıcı Eğitimin Desteklenmesi Projesi (PİCTES) kapsamında göçmen çocukların olduğu okullarda çalıştırılan temizlik görevlileri. Kamuda esnek, güvencesiz, düşük ücrette hatta asgari ücretin de altında çalıştırma temel istihdam biçimi haline getiriliyor” sözlerine yer verdi.
BAŞ BAŞA BIRAKILDI
Özel okullarla kamu okulları arasında her geçen yıl artan eşitsizliğin bu kez de temizlik konusunda yaşandığını belirten Koç, MEB’in daha geçen gün açıkladığı rakamlarla kamu okullarındaki öğrenci başına eğitim desteğinin 4 lira olacağı hatırlattı. Bugün sakızın bile 5 lira olduğu bir dönemde öğrenci başına 4 lira verilmesi eleştiren Koç, “Oysa iş özel okulların desteklenmesi söz konusu olduğunda öğrenci başına 24- 28 bin lira eğitim desteği verilebiliyor. Salgında, depremde olduğu gibi yoksulluğun, eşitsizliğin her geçen gün arttığı bir dönemde öğrenciler, veliler, öğretmenler, eğitim emekçileri temizlik sorununda da bu sorunla baş başa bırakıldı. Haliyle çocukların bu durumuna kayıtsız kalamayan veliler, öğretmenler okullarına sahip çıkarak kollarını sıvayıp temizlik yapmak zorunda bırakıldılar” açıklamasında bulundu.
GEREKÇELERİ REDDEDİYORUZ
Yıllardır eğitime yeterli bütçe ayrılmamasının sonucu olarak bağış adı altında paralar toplandığını bir kez daha gündeme getiren Koç, “Türkiye’de parasız, kamusal eğitim olmadığı belirtiliyor, kamu okulları için yarı-özel ifadesi kullanılıyor. Kamu okulları da ticarileştirilmiş, paralı hale getirilmiş durumdadır. Temizlik emekçilerinin istihdamı da çok sayıda okulda velilerden toplanan paralarla çözülmeye çalışılıyor. Yoksul mahallelerdeki okullar da her alanda yaşadıkları eşitsizliği şimdi de temizlik, sağlık konusunda yaşıyor. Anayasa’da net olarak tanımlanan sosyal devlet ilkesinden, sosyal devletin sorumluluklarından “tasarruf” gerekçeleri ile tek tek vazgeçiliyor. Her yeni güne eğitimde yeni bir “tasarruf tedbiri” ile başlıyoruz. Okullarda başta temizlik personelinden, güvenlik personeline, sağlık personelinden, teknik personele kadar yer verilmemesi yıllardır devam ediyor. Tasarruf adıyla açıkladığınız tüm gerekçeleri reddediyoruz. Çocuklarımızın yaşamı, sağlığı, kamusal, laik eğitim hakkı, temiz bir okul ortamında eğitim görme hakkı tasarruf gerekçesi olamaz. Çözüm adına sunulan tüm “seçenekler”; seçeneksizliktir, kalıcı ve sürekli değildir. Tek çözüm yeterli sayıda ve kadrolu atamanın yapılmasıdır. Güvencesiz, düşük ücrette çalışma biçimlerine son verilmelidir. MEB acilen tüm okullara yeterli sayıda kadrolu temizlik, güvenlik, sağlık ve teknik personel ataması yapmalıdır” dedi.