Antalya’da Roma İmparatorluğunun izlerini taşıyan tarihi Şehzade Korkut Cami yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. 2017 yılında yeniden ibadete açılan tarihi cami Kaleiçi’nin kalbinde yer alıyor. Üst üste geçirdiği restorasyonlarla günümüze taşınan tarihi camiye ibadetin dışında gezmek için gelen kadın turistlere ise cami girişinde ibadet edeceği ve gezecekleri şekilde kıyafetler bulunduruluyor. 

AÇIK HAVA MÜZESİNE SAHİP

Avlusunda bir açık hava müzesi bulunan Şehzade Korkut Camii, Antik Çağ, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar Dönemi’ni yansıtan, eşine ender rastlanan zenginlikler barındıran bir yapı olarak, Antalya’nın en değerli simgeleri arasında yer alıyor. Antalya’nın en önemli tarihi yapıları arasında yer alan camide ibadete devam ediliyor. 

126 YIL SONRA İBADETE AÇILDI

Dönem dönem onarım çalışmaları yapılan Şehzade Korkut Camii, 1974 senesinde ciddi bir restorasyon geçirdi. 2017 yılında ise caminin yeniden ibadete açılması için çalışmalar başladı. 2019 yılında, caminin minaresine ahşap külah takıldı. Tarihi izleri korunarak restorasyon süreci tamamlanan cami, 10 Ocak 2022’de kılınan ilk namazla birlikte, 126 yıl aradan sonra yeniden ibadete açıldı.

TARİHİ CAMİ HAKKINDA

Antalya’da Şehzade Korkut Camii, Kaleiçi’nde Kılınçarslan Mahallesi’nde yer alır. Geçmişi M.S. 2. yüzyıla kadar uzanan yapı, bu dönemde bir Roma tapınağı olarak inşa edilip, Bizanslılar Dönemi’nde, M.S. 5 veya 6. yüzyılda, tapınağın mimari parçaları yardımıyla kiliseye dönüştürüldü. Meryem Ana’ya adanan bir Panaghia Kilisesi olan yapı, M.S. 7. yüzyılda gerçekleşen Arap akınları ile tahrip edildi. 

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE CAMİYE ÇEVRİLDİ AMA…

Selçuklular Dönemi’nde, fetih sembolü olarak camiye çevrilen ve asıl minaresi eklenen yapı, 1361 yılında Kıbrıs Kralı’nın Antalya işgali sırasında yeniden kilise olmuştur. Osmanlılar Dönemi’nde, II. Yıldırım Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut tarafından tekrar camiye dönüştürülen eser, yörenin tek şehzade camisi olması bakımından, ayrıca önem taşıyor.  Yüzyıllarca ibadete açık olan cami, 1896 yılında geçirdiği yangın nedeniyle zarar görmüş ve kullanılamaz duruma geldi. Cami, yangında, minaresinin ahşap olan külahı tahrip olduğu için halk arasında o tarihten sonra ‘Kesik Minare’ olarak adlandırılmaya başlanmış ve tarihi bir sembol haline geldi. 

Muhabir: BÜLENT ÖNER