İstanbul Kemerburgaz açıklarında dün saat 12.49’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Antalya’da fiziksel bir etkisi hissedilmese de Türkiye’nin deprem gerçeğini yeniden gündeme taşıdı. Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Karancı, yaptığı açıklamada, ülke olarak yaşanan acı tecrübelere rağmen depreme hazırlıksız bir yaşam sürdürüldüğüne dikkat çekti.

GERÇEKLERDE UZAĞIZ

Karancı, Türkiye’nin doğal güzelliklerinin büyük ölçüde jeolojik yapısından kaynaklandığını belirterek, “Denizlerimiz, dağlarımız, ovalarımız, derelerimiz… Hepsi bu ülkenin eşsiz jeolojisinin ürünüdür. Ancak bu güzelliklerin ardında ciddi bir tehlike de var: Deprem gerçeği. Ne yazık ki biz hâlâ bu gerçekle yaşamayı öğrenemedik” dedi.

Hatay Depremi

HER DEPREM KORKU

Jeoloji mühendislerinin ‘fay hatlarıyla konuştuğunu’ belirten Karancı, “Fay hatları bize, en büyük dostlarının ihmaller olduğunu söylüyor. Bu yüzden her deprem korku ve panik yaratıyor. Çünkü hâlâ hazır değiliz” dedi. 1999 Gölcük ve 2023 Kahramanmaraş depremlerini hatırlatan Karancı, bu büyük acılardan yeterince ders çıkarılamadığına dikkat çekti. Karancı, Antalya’nın 1996 yılına kadar dördüncü derece deprem bölgesi olarak kabul edildiğini, ancak yapılan güncellemelerle ikinci derece deprem bölgesi statüsüne geçtiğini vurguladı.

Deprem Çadırlarının Yarısı Kullanılmaz Çıktı 3

CİDDİ RİSK ALTINDA

1996 ve 1999 deprem yönetmeliğine göre yapılan evlerin yetersiz olduğuna vurgu yapan Karancı, “1996 öncesi ve 1999 deprem yönetmeliğinden önce yapılan yapılar, bugün ciddi risk altında. O dönemlerde yapılaşmalar 4. derece deprem bölgesi varsayımıyla yapıldı. Oysa bugün biliyoruz ki Antalya 2. derece deprem bölgesi” diye konuştu.

Antalya Genel 44

TEHLİKELİ İLÇELER

Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre; özellikle Konyaaltı, Kumluca, Finike, Serik’in büyük bir bölümü ve Manavgat’taki ırmak kenarındaki yerleşimlerin yüksek risk taşıdığını belirten Karancı, bu alanların yer altı su seviyesinin yüksek olduğu alüvyon zeminler üzerine kurulu olduğunu söyledi.

Antalya Deprem Haritası-1

ZEMİN ANALİZ EDİLMEDİ

Kötü zeminin üzerine yapılan evlerin oluşturduğu tehlikeye dikkat çeken Karancı, “Bu bölgelerde yeni yapılaşmalar dahi olsa, zemin özellikleri doğru analiz edilmemişse, oturma ve sıvılaşma riski taşır. Maraş depreminde camı bile kırılmamış ama yan yatmış binalar gördük. Bu, kötü zemin ve yetersiz mühendislik uygulamasının sonucudur” dedi.

Antalya Genel 46

FORMALİTE OLMAMALI

Başkan Karancı, birçok belediyede zemin etütlerinin yalnızca ruhsat dosyasına konulan bir evrak gibi görüldüğünü, bunun çok büyük bir sorumsuzluk olduğunu söyledi. Karancı, “Depreme dayanıklı bir kentten söz edebilmemiz için ilk adım, sağlam zemine doğru yapı yapmak. Ancak Antalya’da 19 ilçe belediyesinden sadece 8’inde zemin denetimi düzenli yapılıyor. Bu durum kabul edilemez. Yapının kalitesi ne kadar iyi olursa olsun, temel-zemin ilişkisi sağlıklı kurulmamışsa o bina risklidir. Mutlaka jeoloji mühendislerinin bilgisinden faydalanmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

Antalya Genel Falezler

HAYATİ ÖNEMDE

Karancı, Antalya’da AFAD ve Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğiyle yürütülen Deprem Master Planı çalışmalarının sürdüğünü ve 2025 yılının sonunda tamamlanmasının planlandığını belirtti. Karancı, “Bu plan sayesinde Antalya’daki yapıların envanteri çıkarılacak ve olası bir depremde hangi bölgelerin nasıl etkileneceği senaryolarla görülecek. Bu plan, şehrin dirençli kentleşme vizyonunun temel taşı olacak” sözlerini kaydetti.

MÜHENDİSLERİNDEN FAYDALANILMALI

Karancı, depremle mücadelede en büyük eksikliğin yerel yönetimlerde jeoloji mühendislerinin yeterince istihdam edilmemesi olduğunu vurguladı. Karancı, “Lafla peynir gemisi yürümüyor. Eğer gerçekten dirençli şehirlerden söz etmek istiyorsak, jeoloji mühendislerinin bilgi, deneyim ve analizlerinden faydalanmak zorundayız” diyerek sözlerini tamamladı.

Mustafa Karancı Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı

Kaynak: ANTALYA KÖRFEZ GAZETESİ-ERTUĞRUL GÜN