Antalya’nın bilinen en eski ve en önemli hukukçusu Sideli bir avukat iken Roma hukukunun en önemli yasa yapıcısı konumuna yükselen Tribonianus’tur. 527 - 565 yılları arasında Bizans imparatoru olan 1. Justinianus’un başdanışmanı olan Tribonianus, imparatorun Roma yasalarını yenileme ve düzenleme görevi verdiği on yedi hukukçudan oluşan heyetin başkanıdır. Mesleği yeteneğiyle Side’de yaşadığı dönemde adını duyuran Tribonianus, Justinian tarafından Konstantinopolis’e çağrılmış, klasik dönem Roma hukukunun ana kaynağı sayılan Corpus Iuris Civilis adlı ünlü eserin ortaya çıkmasında başrolü oynamıştır. Konstantinopolis Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Tribonianus’a Justinian tarafından üniversitenin yönetimi de emanet edilmiştir. Nika ayaklanması sırasında yolsuzluk ile suçlanan, bir süre açığa alınan Tribonianus, aklanarak yeniden görevlerine dönmüş, Justinian ve eşi Theodora’nın ardından Bizans İmparatorluğu’nun devlet yönetiminde en etkili üçüncü kişi olmuştur. Tribonianus, Amerikan Temsilciler Meclisi’nde mermer kabartması bulunan “dünyanın en önemli 23 hukukçusu” arasında yer almaktadır. 542 yılında Konstantinopolis’i vuran veba salgınında yaşamını kaybeden Tribonuianus, batı ülkelerinin modern hukununun üzerinde yükseldiği Roma Hukuku’nun başmimarıdır.

HUKUKUN TEK YASAL SİSTEMİ OLDU

Tarihçi Edward Gibbon, Tribonian’ın Roma yasalarının Justinian tarafından yeniden derlenmesinde (527 - 533) başrolde bulunmuş olmasını şu cümlelerle ifade eder: Justinian tahta çıktığında, Roma yasalarının derlenip toparlanması çok gerekli, ama güç bir çalışma olarak ele alınmıştı. Justinian, Doğunun en bilgin hukukçularıyla, reform üzerine çalışmalara girişti. Profesörlerin kuramsal bilgileri avukatların pratikleriyle desteklendi. Tribonian'ın sorumluluk üstlenmesi bu girişimi canlandırdı. Justinian, saltanatının ilk yılında Tribonian ve hukuk alanında bilgi sahibi dokuz yurttaşa, Gregorian, Hermogenian ve Theodosian codexlerinde öncellerince verilmiş buyruk ve kararları gözden geçirmelerini, yanlışları ve çelişkileri gidermelerini, uygulama alanı kalmamış, gereksizleşmiş olanları bulup ayıklamalarını, mahkemelerin kullanabileceği, uyruklarının gereksinimlerini karşılayabilecek nitelikteki akılcı ve esenlikli yasaları derlemelerini buyurdu. Bu çalışma on dört ayda tamamlandı. Yeni codex, Justinian'ın adıyla onurlanarak yine onun tarafından imzalandı. Noterler ve yazıcılarca kopyaları çoğaltıldı, hepsi -aslına uygun- güvencesiyle resmileştirildi. Bu nüshalar, Avrupa, Asya ve sonra da Afrikadaki magistra'lara gönderildi. İmparatorluğun bu yasaları, resmi bayram günlerinde kilise kapılarına asılarak halka duyuruldu. Ardısıra Tribonian'ın başkanlığındaki on yedi hukukçu, öncellerinin meydana getirmiş olduğu hukuk düzenlemeleri üzerinde saltık bir hukuksal inceleme yapmakla görevlendirildi. Justinian'ın 10 yıl yetmez diye düşündüğü Digest veya Pandects'lerin toparlanması üç yılda gerçekleştirildi. Tribonian'ın başkanlığında, dönemin en yetkin kırk hukukçusu tarafından 2 bin kitabın özeti 50 kitaba sığdırıldı; ileriki kuşaklara, 3 milyon satırın ya da özdeyişin150 bin gibi küçük bir sayıda özetlere dönüştürülmüş olduğu bildirildi. Bu büyük yapıt Institutes'lerden bir ay sonra yayımlandı. Justinian, bu komisyonun üyelerince yapılan çalışmaları onaylayınca, onların yorumlarından benimsediklerine kendisinde bulunan yasama gücüne dayanarak yaptırım tanıdı. Bu çalışmalar On İki Levha, Sürekli Buyruk, Halk Yasaları, Senato Kararnameleri Üzerine Yorumlar, vb, başlıklar altında yayınlanarak yetkili metin haline getirildiler. Eski metinler, eski zamanın saygıdeğer olmakla birlikte yararsız bir anıtı olarak terk edildi. Codex, Pandects ve Institutes'ler, hukukun tek yasal sistemi haline geldi. Yalnız bunlar mahkemelerde geçerli oldu; Roma, Berytus ve Constantinople akademilerinde yalnız bunlar öğretildi. (Gibbon, Rom. 4. 375 - 379)

ŞAİBELERLE DOLU BİR YAŞAM

Antikçağ yazarlarından Procopius ve Suidas'ta da Tribonian hakkında bilgiler bulunmakta. Ancak, her iki yazarda da bu bilgilerin ağırlığını ahlaki suçlamalar oluşturmakta. Procopius'a göre, Tribonianus, Justinian'ın hukuk danışmanı (counsellor), Romalıların "quastor" dediği bir kişi. Eğitim açısından çağdaşlarının tümünün üzerinde. Ancak para peşinde koşmaya olağanüstü derecede düşkün, kumar için adaleti satmaya hazır bir kişi. Bu nedenle her gün, bazı kanunları yürürlükten kaldırmakta, yerine başkalarını koymakta, ihtiyaç sahiplerine ya da talepte bulunanlara para karşılığı satmaktadır. Tribunianus, bu tür suçlamalar nedeniyle görevinden alınmış olsa da, daha sonra aynı pozisyonda görevine geri getirilir; yıllarca görevde kaldıktan sonra hiç kimseden daha fazla zarar görmeden hastalıktan ölür. Böyle olmasının nedeni her yönden yumuşak ve uyumlu bir kişi olması; eğitiminin mükemmelliği ile açgözlülük takıntısını gölgeleyebilmesidir. (Hist.of theWars, ThePersianWar 1. 24 - 25) Procopius, bir başka eserinde, Tribonianus'un pohpohçuluğu konusunda şu örneği verir: Tribonian, imparatora, dindarlığı nedeniyle çok geçmeden gökyüzüne yükseleceğini, bir daha insanların onu göremeyeceğini söyleyince, Justinian dehşete dehşete kapılır. (Anecd. 13. 12) Tribonianus öldüğünde, bir oğlu ve çok sayıda torunu olmasına rağmen, servetinin bir kısmına Justinian tarafından el konulacaktır. (The Anecd., 20. 17)

EĞİTİMİ AÇGÖZLÜLÜĞÜNÜ KAPATIYORDU

Suidas’ın Suda adlı ünlü sözlüğünün üç ayrı maddesinde Tribonianus'la ilgili birbiriyle çelişen bilgiler yer alır. Bunlardan birinde Tribonianus'un, Justinian döneminde questor olduğu söylenir. (Tau 951) İkincisinde, Prokopius'un neredeyse aynı cümleleriyle Tribonianus'a saldırılır. "O bir ateistti, Hıristiyanların inancına her bakımdan duyarsızdı; İmparator Justinian'ı ölmeyeceğine, bedeni ile göğe yükseleceğine ikna eden bir pohpohçu, bir hayduttu. Bu adam doğuştan güçten hoşlanan bir yapıya sahipti; eğitimin zirvesine ulaşmıştı, para tutkusu her şeyin önüne geçmişti, para için adaleti satabiliyordu. Hemen her gün kanunların bazılarını iptal edip başkalarını yazıyordu, birini veya diğerini istekleri doğrultusunda soranlara satıyordu. Uzun yıllar bu görevde kaldıktan sonra, hastalıktan öldü. Çünkü hem kurnaz hem de özellikle sevimliydi ve eğitiminin bolluğuyla açgözlülük hastalığını gölgede bırakabiliyordu," (Tau 956) ifadelerine yer verilir. Suda'nın bir sonraki maddesinde, Tribonianus'un Sideli bilgili bir kişi, hukukçu ve profektus oduğu belirtilir; Batlamyus'un Kanon'una Yorum, Yönetim ve Yönetme Hakkında, Gezegenlerin Yörüngeleri Ve Neden Her Birine Bir Yörüngenin Tekabül Ettiği Hakkında, 24 Metrik Fit ve 28 Ritmik Ayak Hakkında, Homeros'un Gemiler Kataloğu'nun Çevirisi, Makedon Diyaloğu veya Mutluluk Üzerine, Filozof Theodotus'un Hayatı, İmparator Justinian'a Konsolosluk Konuşması, Justinian'a Kraliyet Konuşması, Ayların Ardışıklığı Hakkında adlı eserleri bulunduğu belirtilir. (Tau 957)

Gibbon da benzer konulara sahip eserlerinden söz eder. Ancak, George Long, Suidas'ın Tribonianus'a ait olduğunu söylediği bu eserlerin hiçbirinin hukukçu Tribonian'a ait olamayacağını, bunun güvenle doğrulanabileceğini söyler. (William Smith, Dict. Biy. Mit. 3. 1173) Suidas ve Procopius’un suçlamalarını ihtiyatla karşılamak gerekir. Her iki yazar da Hristiyandır; Tribonianus ise pagan olmasıyla tanınır, suçlamalara ve saldırılara hedef olması daha çok paganlığıyla ilgilidir. Edward Gibbon’un onun hakkındaki değerlendirmesi de buna işaret eder.

GİBBON’UN YORUMU

Gibbon'un Tribonianus ile ilgili değerlendirmesi şu şekilde: “Birçok övgüye ve eleştiriye konu olmuş bu olağanüstü adam, Bacon'unkine benzer dehasıyla, çağının tüm işlerini ve tüm bilgilerini kendinde toplamıştı. Roma hukukçuları kitaplığında ve kafasındaydı; bilgilerini hem kendi hem de herkesin yararı için kullanıyordu. Praetorian prefect'lerin önünde dava savunuculuğu yaptıktan sonra kuastörlük, konsüllük ve saray nazırlığı saygınlıklarını kazandı. Justinian'ın kurullarında usun ve uz dilin sesini duyurdu; kıskançlık, onun davranışlarında yerini tatlı dostluklara bıraktı. Dinsizlik ve cimrilik dedikoduları onun erdemlerini, en azından ününü lekeledi. Batıl inançların egemen olduğu ve hoşgörüsüz bir sarayın içinde, Hristiyan inancına karşı gizli bir hareketin başında bulunmakla suçlandı ve son Yunan filozoflarına tutarsız olarak yüklenen tanrıtanımazlık ve paganizm düşünceleri taşıdığı ileri sürüldü. Cimriliği açıkça kanıtlandı ve çok kötü sonuçlara uğratıldı. Adalet işlerinin yönetiminde birtakım sungu ve armağanlarla bozulmuşsa yine Bacon anımsanacaktır. Tribonian durumunun arılığını gölgelediyse ve yasaları kişisel çıkarı uğrunda yayımlamış, değişikliğe uğratmış veya yok saymışsa değerliliği bu tür aşağılıklarını gideremez. Constantinople ayaklanması sırasında halkın çığlıklarıyla, belki de haklı bir nefretle uzaklaştırılmışsa da kısa süre sonra geri çağrıldı. O dönemden ölümüne dek, yirmi yıl boyunca imparatorun lütfu ve güveni içinde yaşadı. Sessiz ve saygılı söz dinleyiciliği, Justinian tarafından övgülerle onurlandırıldı. Tribonian, iyi yürekli efendisinin erdemlerine hayrandı; böyle bir hükümdar için yakışmaz gördüğü yeryüzüne bakarak, bir gün Justinian'ın de Elijah ya da Romulus gibi göklere uçacağını ve sonsuzlukların şanlı ülkelerinde canlı olarak yaşamaya gidişine tanık olacağını dindar bir inanışla gözünün önüne getiriyordu.(Rom. C. 4 S. 376 - 377) 

Muhabir: MUSTAFA KOÇ