14-28 Mayıs seçimlerinin ardından üst üste gelen zam ve vergi artışları vatandaşı isyan ettirdi. Antalya Emek ve Demokrasi Güçlerine bağlı siyasi parti, STK ve sendikalara üye yaklaşık 70 kişilik grup Kapalıyol girişinde toplanarak Saat Kulesi istikametine yürümeye başladı. Ellerinde bulunan bildirileri çevredeki vatandaşlara dağıtan grubun bir süre sonra slogan ve ıslıklar eşliğinde hükümeti protesto etmesi üzerine Antalya Emniyeti’ne bağlı Çevik Kuvvet ve sivil ekipler tarafından önleri kesildi.
POLİS EKİPLERİ MÜDAHALE ETMEK İSTEDİ
Polis ekipleri tarafından yapılan anonslarla grubun dağılması aksi takdirde müdahale edileceği belirtildi. Emniyet yetkilileri ile grup temsilcileri arasında uzun süren müzakereler sonucunda kalabalık dağılarak Attalos Heykeli önünde tekrar toplanma ve basın açıklaması yapma kararı aldı. Daha sonra dağılan grup üyeleri sonra Attalos Heykeli önünde bir araya geldi.
ZAMLAR KARŞISINDA DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI
‘Bu zamlarla yaşanmaz! Krizin faturası emekçilerden çıkarılamaz’ ve ‘Ormanlarımıza, suyumuza, toprağımıza dokunma’ yazılı pankart açan Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri adına basın açıklaması okuyan dönem sözcüsü ve Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, son dönemlerde art arda gelen zamlarla ve vergilere yapılan yüksek artışlarla birlikte işçilerin ve tüm emekçilerin geçinmesi imkânsız hale geldiğini belirterek, “Özellikle dolaylı vergilerin artırılmasıyla birlikte zaten emekçilerin sırtında olan vergi yükü daha da katlanmış, gelir ve vergi adaletsizliği daha da artmıştır. Bu duruma karşı Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri olarak “Susma haykır: Zamlara, adaletsiz vergilere, asgari yaşama hayır!” diyoruz” dedi.
AÇLIĞA MAHKUM EDİLDİK
Seçim sonrasında tüketim maddelerine art arda zamlar geldiğini ve halktan alınan vergilerin artırıldığının altını çizen Sönmez açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
“TÜİK'in sahte rakamları ile emekçilere yapılan yetersiz artışlar, emeklilerin açlığa mahkum edilmesi artık kabul edilemez noktaya gelmiştir. Bütçe gelirleri ise büyük oranda emekçilerden alınan vergilerden oluşurken, kendi yarattıkları krizin faturasını her dönemde emekçilere, yoksul kesimlere yüklemektedirler. Ülkenin gerçek sahipleri olan milyonlarca emekçi halk açlığa ye yoksulluğa mahkum edilmiş durumdadır. Halkın ulaşım, sağlık, eğitim gibi alanlardan ücretsiz yararlanmasının bir hak olduğunu belirtiyoruz. Yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret talep ediyoruz. Halkın yararına kamu yatırımlarının artırılmasını, kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini istiyoruz. Artan yoksulluğa, gelir bölüşümü adaletsizliğine ve açlığa karşı emekçi halkları korumak, insan onuruna yaraşır bir yaşam sürebilme koşullarını sağlamak devletin temel görevidir.”
DOĞAYI YOK ETMEYİN
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaçların kesilmesine karşı köylüler çevrecilerin mücadelesine de değinen Sönmez, “LİMAK Şirketinin çıkarlarını halkın çıkarlarına tercih eden ülkenin ormanlarını yağmalamaya ortak olan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Akbelende yangınlara karşı su sıkması gerekenOrman Bakanlığı araçlarının ormanlarını korumaya çalışan halkın üzerine su sıktığını görüyoruz. Ooğa düşmanı, rantçı iktidar ne pahasına olursa olsun sermayenin çıkarlarını korumaya kararlıdır. Bizler de bütün emekçiler, doğaseverler, emekliler, kadınlar, gençler olarak emekçilerin, emeklilerin, kadınların, geleceğimiz olan çocuklarımızın, ezilen bütün halkların çıkarlarını korumaya kararlıyız. Hep birlikte demokratik haklarımızı kullanarak direneceğiz” dedi.