Çağdaş Hukukçular Derneği ve Adalet İçin Hukukçular Platformu üyesi avukatlar ÇHD’nin şubesi bulunan bütün illerde eş zamanlı olarak basın açıklaması yaparak, cezaevlerinde tutuklu bulunan avukatların serbest bırakılması çağrısında bulundular. Basın toplantısına katılan avukatlar adına konuşan Avukat Sağlık, “Sahte ve hukuka aykırı delillerle verilen kararlar bozulmalıdır. Tüm arkadaşlarımız tahliye edilerek fiziki özgürlükleri iade edilmelidir” dedi.

ANLATACAK ÇOK ŞEY VARDI

11 Kasım 2022 tarihinde dernek üyesi olan 19 avukat hakkında toplamda 150 yılı aşan hapis cezaları ile mahkumiyet kararı verilen yargılamanın birinci yılını doldurduklarını söyleyen Avukat Sağlık açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

“Yüzlerce klasörden oluşan dava dosyasında gerek ülkemizdeki hukuk mevzuatı gerekse de uluslararası mevzuat açısından doğmuş hak ihlallerini, hukuka aykırılıkları ve hatta yargı – kolluk eliyle işlenen suçları özetlemeye çalışsak bu metnin de bir klasörü doldurması gerekirdi. Cemaatçi polisler tarafından üretilen, sahteliği bizzat soruşturma evrakıyla ve dosyaya alınan raporlarla ortaya konan meşhur ‘örgütsel’ dijital delillerden söz etmemiz ve cemaat sonrası kolluk ile yargının bu cemaat imalatlarını nasıl hevesle sahiplendiklerini anlatmamız gerekirdi. Kaldı ki mahkemede anlattık. 14 yaşından beri MİT tarafından kullanılan uyuşturucu müptelası şizofren hastalarından, 17 yaşındaki Oya Aslan’ın hapishanede avukatı olduğunu iddia edenine kadar bir dramın değil ancak bir komedinin oyuncusu olabilecek tanık profillerinden bahsetmemiz gerekirdi. Her aşamada kanuni haklarımızı kullanırken anlattık. Davanın yürüdüğü iddianame mahkumiyet mütalaasına dönüşürken, iddianame savcısının firari bir örgüt üyesi olduğundan, dava dosyasında tek bir tanığın dahi duruşma salonunda dinlenememesinden, mesleki faaliyetlerimizin ve büromuzdaki dava dosyalarının suç delili ilanından bahseder ve sayfalar dolusu söz ile meslektaşlarımıza ve halkımıza derdimizi anlatmak isterdik. Ne var ki, bunlardan bahsetmek gerçeğin üstünü kağıt israfından ibaret dava dosyası ile örtmekten fazlası olmazdı.”

SİYASETİN İÇİNDE HEDEF ALINDI

İlk günden bu yana siyasi iradenin ÇHD’yi ve avukatlık mesleğini hukuki olarak değil, tam da siyasetin içinden hedef aldığını belirten Avukat Sağlık, şöyle devam etti:

“İlk gün, basılan bürolarda 13 kapı bulunduğu açık yalanını, hem  de İstanbul Adliyesinde bir başsavcı vekiline söyletenler, derneğimizi ve meslektaşlarımızı fiili olarak çalışamaz hale getirmek istedi. Savunduğumuz müvekkillerimizin listesini suç delili gibi dosyalarımıza koyanlar, esasen ülkedeki her bir muhalifi, sosyalisti, emekçiyi savunmasız bırakmak istedi. Genel başkanımız ve üyelerimize onlarca polisle işkence yaptıranlar, esasen işkenceye karşı verdiğimiz mücadeleyi bitirmek istedi. ÇHD’nin ve meslektaşlarımızın mücadelesini bitirmek, siyasal iktidarın irade beyanıydı ve bu beyan dönemin başbakanından sabık içişleri bakanına her bir politik aktörün bizzat dilinden duyuldu, şahidiz. Tüm demagoji ve yalan furyasına karşılık, davamız yurt dışından yüzlerce meslektaşımız tarafından her duruşmada onca yol aşılarak fiziki olarak sahiplenildi. Dosyamıza 5 binden fazla meslektaşımız yetki belgesi ile bizzat savunman olarak katılım gösterdi. Onlarca baro davamızdaki hukuksuzluklara şahitlik etti, yanımızda durdu. Baro başkanları savunmanlığımızı üstlendi.”

MÜCADELEMİZ GENÇ ARKADAŞLARIMIZLA BÜYÜYOR

 Dava sürerken, ÇGD üyesi Ebru Timtik’in adil yargılanma hakkı için hayatını feda ettiğini belirten Avukat Sağlık,

“Söylemekten gurur duyuyoruz ki mücadelemizden bir milim dahi sapmadık. Bugün katledilen işçiler, sefalete mahkum edilen öğrenciler, işkence gören muhalifler, hapishane ile susturulmaya çalışılan sosyalistler yanlarında Çağdaş Hukukçular Derneği’ni bulmaya devam ediyor. Genç meslektaşlarımız derneğimizi ve mücadelemizi büyütüyor” ifadelerini kullandı.

SUSMAYACAĞIZ!

Selçuk Kozağaçlı, Oya Aslan ve Barkın Timtik’in fiziki özgürlüklerinin ellerinden alınışının öfkesi bugün hâlâ bizim üzerimizdedir” diyen Avukat Sağlık,

“ÇHD davası mahkumiyet kararlarıyla sona ermiş ve derece mahkemeleri, Yargıtay savcılığı cemaat artığı hukuksuz delillere, sahte belgelere göz yummakta, meslektaşlarımızı hapis tehdidi altında tutmaya devam etmektedir. Çürük doğan, her celsesinde, her bir usul işleminde daha da hükümsüz kalan bu dava dosyası, bu hukuksuzluk silsilesi halen zor yoluyla bizi kapatabilmekte, mesleğimizi yapmamızı engelleyebilmektedir. Ama şahidiyiz ki, bu dava asla bize boyun eğdirmeyi başaramamıştır. Bugün de hak ihlallerinin sahnelendiği her bir adliyede, karakolda, işkence merkezinde, madende, göçükte, deprem enkazında ÇHD vardı, varız ve var olmaya devam edeceğiz. Halkın, devrimciler, muhaliflerin savunmanlığını üstlendik, üstleniyor ve devam edeceğiz. Ne bize ne de halka yönelen hiçbir saldırıya karşı susmadık, susmuyoruz ve susmamaya devam edeceğiz.

ARKADAŞLARIMIZ TAHLİYE EDİLMELİDİR

“11 Kasım 2022 günü verilen mahkumiyet kararlarının altında imzası olan kolluk ve yargı mensupları ile kararın asıl sahipleri olan iktidar sahiplerinin yargısı asla tarihin yargısına galebe çalamaz. Tarih bilincimiz ile çok iyi bilmekteyiz ki, faşizm tarafından hazırlanan sahte deliller, yalanlar ve iftiralar ile verilen yargı kararları, hükümler ve infazlar her zaman tarihin mahkemesinde tarihin çöplüğüne gitmiştir. Bugün böyle olmasa da, ÇHD davasında da böyle olacaktır. Halkın ve meslektaşlarımız gözünde çoktan beraat ile neticelenmiş bu dava, önceki örnekleri gibi muhakkak tarihin çöplüğünde ve hukuk birikiminin utanç sayfalarında kendisine yer bulacaktır. Meslektaşımız, mesleğimiz ve mücadelemiz ise her zaman gururla sahiplendiğimiz aklığıyla tarihe nakşedilecektir. İrademiz nettir ve baskı, tutuklama ve hapis ile değiştirilemeyecektir. İktidar bize ‘Vazgeçin, reddedin, boyun eğin ve makbul avukatlar olun’ diyorsa, cevabımız da Mayakovski gibidir: ‘Yok canım, ben yine bildiğimi okuyacağım. Mısralardan savaşçı sloganlar yapacağım.’  Bildiğimizi okumaya, halkın ve haklının yanında durmaya, savunmaya devam edeceğiz. Mesleğimizi sınıfımız safında yapmaya devam edeceğiz. Tutsak arkadaşlarımızın özgürlüklerini alana ve hukuksuz mahkeme kararlarının her birini ortadan kaldırana kadar durmayacağız. Sahte ve hukuka aykırı delillerle verilen kararlar bozulmalıdır. Tüm arkadaşlarımız tahliye edilerek fiziki özgürlükleri iade edilmelidir. Avukatlık mesleği ve savunma makamı üzerindeki baskılara son verilmelidir.”  ifadelerini yer verdi.

CAN ATALAY SERBEST BIRAKILMALI

Avukat Sağlık’ın konuşmasının ardından söz alan Av. Tuncay Koç, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına TİP Milletvekili Can Atalay’ın cezaevinde tutulmasının hukuksuz olduğunu; Atalay’ın derhal serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

Muhabir: ALİ TAŞ