Antalya Barosu üyeleri bugün Antalya Müzesi’nden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ve yüzlerce avukat katıldı. Basın bildirisini okuyan Antalya Barosu Başkanı Hüseyin Geçilmez, yargı bağımsızlığı ilkesinin zedelendiğini ve vatandaşların yargıya olan güveninin azaldığını belirtti.
YARGIDA ÇÜRÜME YAŞANIYOR
Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı ve öncesinde yaşanan gelişmelerin hukuka bir darbe olduğunu söyleyen Geçilmez, “Yargıda rüşvet iddialarının en yüksek makamlardan ifade edildiği, bürokrasinin üst kademelerinde bulunan kişiler hakkında torpil söylentilerinin yayıldığı günlerden geçiyoruz. Kaygı ve üzüntü ile bu iddiaların üzerine gidilmediğini görüyor, sorunu çözmekten ziyade iddia sahiplerinin suçlanması yönteminin tercih edildiğini görüyoruz. Yargı bağımsızlığı ilkesi hiç olmadığı kadar zedelenirken, vatandaşların yargıya olan güveni de tarihte görülmemiş derecede azalmıştır. Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında yargıya güven sıralamasında 36’ncı sırada yer aldı. Yapılan araştırmalara göre vatandaşların sadece yüzde 15’i yargının bağımsız olduğunu düşünürken, yargıya güvenenlerin oranı yüzde 18’de kaldı. Yargıda yaşanan çürümeyi izah etmek için birçok örnek sıralayabiliriz. Son olarak 3 Ocak 2024 tarihli Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı ve öncesinde yaşanan gelişmeler ise hukuka darbe yapıldığı, hukuk devletinin telafisi mümkün olmayacak şekilde yara aldığı şeklinde yorumlanmıştır.” dedi.
ATALAY’IN BİRÇOK HAKKI İHLAL EDİLDİ
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, Hatay Milletvekili Av. Can Atalay hakkında kişi hürriyeti, güvenliği ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını ihlal eden bir karar imza attığını iddia eden Geçilmez, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararının temyiz incelemesinden geçtiği ve kesinleştiği gerekçesiyle karar gereğini yerine getirmemiş, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım 2023 tarihli kararı ile Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uyulmamasına karar vermiştir. Karara imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması şaşkınlıkla karşılanmış, bu karar başta hukuk camiası olmak üzere ülke çapında büyük tepki almıştır. Takip eden süreçte Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının hukuki değerinin olmadığını, neticede Anayasa'nın 153/6. maddesi çerçevesinde uygulanabilecek bir kararın olmadığını ifade ederek, karara uyulmamasına karar vermiştir.” diye konuştu.
YARGILAMA YENİLENMELİDİR
Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı nitelikte olduğunu hatırlatan Geçilmez, “Yeniden yargılama kararı, taleple bağlı olmaksızın, diğer mahkemelerce re’sen başlatılması zorunlu olan bir işlemdir. Bu kararı tebliğ alan mahkeme, konuya ilişkin takdir yetkisi olmaksızın yargılamayı yenilemelidir. 6216 sayılı Kanun m.50/2’ye göre, yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar vermek zorundadır.” ifadelerine yer verdi.
AKSİ TUTUM SUÇ İŞLEMEKTİR
Can Atalay’ın tahliyesinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Geçilmez, “İhlal kararının anayasal zorunluluğa karşın yerine getirilmemesi, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması, ikinci ihlal kararının hukuki değerinin olmadığının belirtilmesi, hukuk devleti ilkesine telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar vermiştir. Yargı organlarının temel varlık sebebi, anayasal düzenin ve hukukun üstünlüğünün teminidir. Aksine hareket ederek, hukuk devletinin sorgulanmasına sebep olacak kararlara imza atmak, mahkemelerin görevleriyle bağdaşmaz. Gelinen aşama itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi gecikmeksizin Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının gereğini yerine getirmeli ve Can Atalay’ın tahliyesi sağlanmalıdır. Aksi tutum Anayasal düzene karşı suç işlemek anlamına gelecektir.” şeklinde konuştu.
YÜZ YILLIK ÇINARIMIZI SAVUNALIM!
Anayasa Mahkemesi kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden el çektirilmesi konusunda ısrarlı olacaklarını belirten Geçilmez, “Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, liyakati, yaşam hakkını savunmak laik, demokratik hukuk devletini, yüz yıllık çınarımız Cumhuriyeti savunmak demektir. Laik, demokratik, insan haklarına saygılı Cumhuriyet; adaletin, hakkın, hukukun, yaşamın, özgürlüğün teminatıdır. Cumhuriyetimizin temel kazanımlarının değerini iliklerimize kadar hissettiğimiz bugünlerde, hak-hukuk-adalet mücadelesinden yılmayacağımızı, savunma susmadı susmayacak demeye devam edeceğimizi, kamuoyuna saygıyla bildiririz.” dedi.