Aralarında Antalya Barosu'nun da bulunduğu Türkiye'den 60 baro, çocukların yargılanmasına yönelik ortak açıklama yaptı. Açıklamada, mahkemelerde çocukların yetişkinler gibi görüldüğüne dikkat çekildi.
TOPLUM NEZDİNDE TEŞHİR EDİLİYORLAR
Çocuk adalet sisteminin, uluslararası sözleşmeler ve hukuk ilkeleri çerçevesinde, çocukların korunması ve adaletin sağlanması amacıyla geliştirildiğini kaydeden açıklamada, "Suça sürüklenen çocuklar ile mağdur çocuklar, çocuk adalet sistemi içerisinde bütüncül bir yaklaşımla ele alınmak zorundadır. Çocukların, suç isnadı nedeniyle toplum nezdinde teşhir edilmesi, bireysel kimliklerinin ifşa edilmesi ve medya aracılığıyla sosyal linç kampanyalarına maruz bırakılması açıkça hukuka aykırıdır" denildi.
ÇOCUK KİMLİKLERİ İFŞA EDİLİYOR
Suçun niteliği ne olursa olsun, çocukların adil yargılanma hakkının, suçsuz sayılma hakkının ve özel hayatın gizliliği ilkelerinin ihlal edilmemesi gerektiğine ışık tutan bildiride, "Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve ulusal mevzuat, Çocuk Koruma Kanunu, çocukların kimliklerinin her koşulda gizli tutulmasını ve üstün yararlarının gözetilmesini zorunlu kılmaktadır. Zira, çocuklar arasında ayrım yapılmaksızın, her çocuğun korunması temel bir yükümlülüktür. Çocukların kimliklerinin ifşa edilmesi, çocukların ikinci kez mağdur edilmesine de sebebiyet vermektedir" ifadelerine yer verildi.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK
Mağdur ve suça sürüklenen çocuk ayrımı yapılmaksızın yargılama aşamasına dahil olan her çocuğun gizliliğinin gözetilmesi gerektiğinin altını çizen ifadelerde, "Son dönemde kamuoyunda, suça sürükle nen çocukların yetişkinler gibi yargılanmasına yönelik taleplerin arttığını görmekteyiz. Bu tür talepler, sadece suça sürüklenen çocukları değil, toplumdaki tüm çocukları olumsuz etkileme riski taşımaktadır. Kendisine bir suç isnadında bulunulan çocuklardan 'suça sürüklenen çocuk' olarak bahsedilmesi, bilinçli bir ilerlemenin sonucudur. Bir suç isnadi sebebiyle soruşturulan ya da yargılanan suça sürüklenen çocuklar hakkında yürütülen klasik ceza usulünün olumsuz etkilerinden kaçınmak için, Çocuk Ceza Adaletinde usulün ayrılması anlamına gelen diversiyon, onarıcı adaletin bir parçasıdır" yorumunda bulunuldu.
YETİŞKLİNLERLE AYNI HUKUKİ ÇERÇEVE
Çocuk haklarının zedelenmesine yönelik her girişimin, çocukların haklarını ciddi şekilde tehlikeye attığını kamuoyuna hatırlatan bildiride, "Hem Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gereği hem de çocukların psikolojik yapıları; gelişim döneminde olmaları dikkate alındığında yetişkinlerle aynı hukuki çerçevede değerlendirilmesi kabul edilemez. Çocukların her koşulda uluslararası ve ulusal mevzuatlar gereği temel hakları korunmalı; mahremiyetleri gözetilmelidir" ifadeleri yer buldu.
ÇOCUK HAKLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Çocuk adalet sisteminin temel ilkesi olan ve Anayasanın 41. maddesinde de yer alan çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiğini yineleyen ortak bildiri, şu ifadelerle noktalandı: "Çocukların korunmasına yönelik önleyici mekanizmaların geliştirilmesi, çocukların topluma yeniden kazandırılmasına yönelik bütüncül çocuk koruma politikaların oluşturulması, suça sürüklenen çocuklar için yapılacak müdahalenin çocuğun topluma kazandırılması ve onarımı esasları ile güçlendirilmiş hukuki düzenlemeler ve uygulamalar çerçevesinde yapılması; ilgili kamu makamlarının sorumluluğu üstlenmesi ve bu sorumluluğu yerine getirirken her türlü ayrımdan uzak durması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, her koşulda çocuğun üstün yararını gözetmeye ve çocuk haklarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz."
ORTAK BİLDİRİYE İMZA ATAN TÜRKİYE'DE Kİ 60 BARO: