Antalya Barosu, eğitim çağındaki çocukların yeterli ve dengeli beslenme hakkını kullanmalarını sağlamanın hem devletin asli görevi olduğunu hem de toplumsal adalet ve fırsat eşitliği ilkelerinin temel gerekleri arasında bulunduğunu vurgulamak amacıyla yazılı bir açıklamada bulundu.

YASALARLA DESTEKLENEN 4 ANA HAK

Temel bir insan hakkı olan eğitim hakkının, bireylerin diğer insan haklarından yararlanmalarının ve haklarını arayabilmelerinin de önkoşulu olduğunu ifade eden Antalya Barosu, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde yer alan ve 54 maddeden oluşan çocuk haklarının; "yaşama hakları", "gelişme hakları", "korunma hakları" ve "katılma hakları" olmak üzere dört ana grupta toplandığını belirtti. Gelişme hakları içerisinde yer alan eğitim hakkının; diğer hakların bilinmesinde, kullanılmasında, geliştirilmesinde ve korunmasında kolaylaştırıcı bir rol oynadığından hareketle; eğitim hakkı aynı zamanda yaşama, korunma ve katılma haklarının da temelini oluşturduğunu vurgulayan Antalya Barosu, belirli araştırma çalışmalarına dikkat çekti. 

"ÇOCUK YETERLİ HAYAT SEVİYESİNE SAHİP OLMALI"

Yapılan araştırmaların eğitim hakkının en önemli öznesi olan çocukların; çocukluklarını yaşayamadıklarını, yeterli ve dengeli beslenemediklerini, eğitim sistemindeki yanlış uygulamaların kurbanı olduklarını ortaya koyduğuna değinen Antalya Barosu, "Çocukların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme hakları, uluslararası ve ulusal düzenlemelerle koruma altına alınmıştır. Ülkemizin de imzalamış olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 24. Maddesinde; taraf devletler Temel sağlık hizmetleri çerçevesinde ve başka olanakların yanısıra, kolayca bulunabilen tekniklerin kullanılması ve besleyici yiyecekler ve temiz içme suyu sağlanması yoluyla ve çevre kirlenmesinin tehlike ve zararlarını göz önüne alarak, hastalık ve yetersiz beslenmeye karşı mücadele edilmesi amacıyla uygun önlemleri almayı, 27. maddesinde ise taraf devletler her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı olduğunu ve ulusal durumlarına göre ve olanakları ölçüsünde, ana- babaya ve çocuğun bakımını üstlenen diğer kişilere, çocuğun bu hakkının uygulanmasında yardımcı olmak amacıyla gerekli önlemleri alma, gereksinim olduğu takdirde özellikle beslenme, giyim ve barınma konularında maddi yardım ve destek programları uygulamayı, kabul etmişlerdir" ifadelerini kullandı. 

"BESLENME PROGRAMLARININ ÖNEMİ ARTIYOR"

Bu bağlamda okulda beslenmeye yönelik politika ve uygulamaların temel çocuk hakkı ve sosyal devlet ilkesinin gereği olarak büyük önem arz ettiğini kaydeden Antalya Barosu, eğitim kurumlarını "Çocukların haklarının hayata geçmesini, hak sahibi bireyler olarak güçlenmelerini sağlayan çocuk koruma sisteminin bir bütün olarak uygulanabildiği yerler" olarak tanımladı. Özellikle yoksul ailelerin çocuklarının aile ortamında yeterli ve dengeli beslenemediği de gözönüne alındığında; okullarda uygulanacak ücretsiz beslenme programlarının öneminin daha da arttığını aktaran Antalya Barosu, "Çocuk yoksulluğunun, çocuk işçiliğinin, okul terklerinin, bölgelerarası ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin çok yüksek olduğu Türkiye'de; çocuk yoksulluğu ve işçiliğine karşı bir sosyal adalet ve mücadele aracı olarak ulusal ve taraf olunan uluslararası hukuksal düzenlemeler doğrultusunda; eğitimde eşitlik ve hak ilkesinin gereği olarak eğitim süresince okullarında ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği uygulamasına geçilmesi ile temel bir hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi söz konusu olacaktır" açıklamasında bulundu. 

"YOKSUNLUĞUN BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDA KALIRIZ"

Okullarda uygulanacak ücretsiz beslenme programlarının eşitsizliğin giderilmesine yönelik bir sosyal politika aracı olduğu kadar, obezite ve diyabet gibi hastalıklar ve sürdürülebilir sağlıklı bir yaşam için gerekli sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması noktasında da son derece önemli olduğunun unutulmaması gerektiğini salık veren Antalya Barosu, toplumun üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi halinde potansiyellerini kullanabileceklerini eşit ve nitelikli eğitimden yoksun bırakılan kuşakların bedelini her kesimin ödemek zorunda kalacakları öngörüsünde bulundu.

"YASAL BİR ALT YAPI OLUŞTURMALIYIZ"

Konuya çözüm önerisi ile yaklaşım gösteren Antalya Barosu, Milli Eğitim Bakanlığı'nı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı, Sağlık Bakanlığı'nı, yerel yönetimler ile diğer ilgili kurum ve kuruluşları, uluslararası sözleşmeler kapsamında yasal bir alt yapı oluşturmaya ve okullarda tüm çocukları kapsayacak ücretsiz sağlıklı ve yeterli beslenme hizmeti sunmaya davet etti.

Muhabir: DUYGU TEKİN