Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) kapılarını bu kez, 'Yazarlar ve Kitapları' başlığıyla yapılan sunum için araladı. Tahir Güngör'ün kitabı Çağrı'nın tanıtımı yapıldığı programda Emekli Tarih Öğretmeni Nazmi Öner söz aldı.
"HAYAT KOCAMAN BİR HİÇTİR"
Nazmi Öner 30 yıldır Antalya’da oturduğunu ve aslen Burdurlu olduğunu belirterek önce kendini tanıttı. 'Sevgili arkadaşım' dediği Tahir Güngör'ü ve kitaplarını tanıtmaya çalışacağını belirten Öner, "Tahir Güngör kimdir, diye kitaplarındaki kısa öz geçmişlerine bakayım dedim; fakat ilk kitabında da son kitabında da özgeçmişi ile ilgili iki üç cümleden fazla bir bilgiye ulaşamadım. Sanki sıradan herkes gibi yine sıradan bir yaşamı sürdürüp gitmektedir. Çünkü ne kendinden bahsetmeyi ne de bahsedilmesini sevmez. Onun için kitaplarındaki özgeçmişine bakarak hakkında bilgi edinmek oldukça zordur. Çünkü ona göre hayat kocaman bir hiçtir. Neyse ki Tahir’in yaşam öyküsünü anlatan “Sıradan ve sıradışı" adlı bir kitabı olup orada hayatının her safhasını bulmak olanaklıdır. Fakat bu da 420 sayfalık, adeta biyografik bir romandır ve burada da hayat hiçtir. Hatta ilk sayfada kitabın adından önce şu dörtlük yer almaktadır: 'Geliş hiçten, gidiş hiçe/yata kalka, yiye içe, kimler eke, kimler biçe/öyle böyle ömür geçe/dünyada; diye başlayan yaşam öyküsü bir macera romanı gibi sürüp gidiyor" dedi.
5 BÖLÜM YAŞAM
Tahir Güngör'ün kitabında hayatını 5 bölümde ele aldığını dile getiren Nazmi Öner, "Birinci bölüm ilkokul öncesi, çocukluk ve köy hayatı, ikinci bölümde orta ve yüksek öğretim kurumları, üçüncü bölümde çalışma hayatı, dördüncü bölümde iletişim ve ilişkiler, beşinci bölümü de toplumsal etkinlik, olarak gruplandırmış. Balıkesir’in Manyas İlçesine bağlı Koçoğlu Köyünde, 1947 yılının orak biçme mevsiminde dünyaya gelen Tahir Güngör’ün çocukluğu 1940’lı yılların sıkıntıları içinde geçmiştir. '1940’lı yılların Anadolusunda çocuk olmak ne demek?' derseniz, bunun anlatımı kitaplara sığmaz. Çünkü cumhuriyet henüz köylere ulaşamamış, köyler tam anlamıyla ilkel yaşam koşulları altındadır. Yokluk ve cehalet kol gezmektedir. Cumhuriyetin bunlara karşı en etkin silahı Köy Enstitüleri ise henüz yolunun başındayken yolu kesilmiştir" diye konuştu.
TESADÜFEN OKUDU
Tahir Güngör'ün öğretim hayatını tesadüflerin belirlediğine dikkat çeken Öner, "Tesadüfen 7 yaşına geldiği zaman köyde okul açılmış ve Tahir bu okulun ilk öğrencilerindendir. Ama ötesi yoktur. Köyde alabileceği en iyi eğitim, ilk okulla beraber hocaya devam ederek hafız olmaktır. İlkokul öncesinden ilkokul sonrasına dek hafızlıkta çok yol almış olmasına rağmen, bu alanı hiç sevememiş ve ilkokul bitince de ortaokula gideceğim diye, annesine restini çekerek hafızlık eğitimini bırakmıştır. Tahir, ortaokul diye diretir ama aile köyde geçimini zor sağlamaktadır. En yakın ortaokulda 18 kilometre ötede Manyas İlçesindedir. Okumasının hiçbir olanağı yok denilen bir zamanda, kazada oturan uzak akrabalarından Hanife kadın 'Gönderin ben okuturum' der. Bu kez de Hanife Hanım tesadüfüyle ortaokula başlayan Tahir, ortaokulda çok başarılı olmasına karşın Manyas’ta lise yoktur. Balıkesir veya Bandırma’da ailesinin okutma olanağı da yoktur" şeklinde konuştu.
KÖYDEN KURTULUŞ
Okul müdürünün böylesine başarılı bir öğrencisinin köye dönmesine razı olamadığı için Tahir’i yatılı okulların sınavlarına soktuğunun bilgisini veren Öner, şunları kaydetti; "Hatta Heybeliada Askeri Lisesi'nin sınavlarına kendisi götürür, sınavlar süresince de yatacak yer sağlar. Tahir öğretmeninin yüzünü kara çıkarmaz. O yıl askeri liseye alınan 120 öğrenci arasında okulu 14. Sırada kazanarak, lisenin 2014 numaralı öğrencisi olur. Köyden kurtulmuş ve dünyalar onun olmuştur. Görüldüğü gibi her aşamada bir mucize önünü açmaktadır. Aslında 1940’lı, 50’li yıllarda okuyabilenler, karşılarına bu tür mucizevi tesadüfler çıkanlardır. Çıkmayanlar yerinde kalmıştır. Ben bu hikâyeyi kendi hayatımda yaşadım ve pek çok arkadaşımdan dinledim."
ANSAN üyeleri ve katılımcılar, sunum sonrası Nazmi Öner’i tebrik etti. Programa tam not veren üyeler ve katılımcılar, sunumların devamını diledi.
