Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ekim ayı meclis toplantısı, meclis toplantı salonunda ATSO Meclis Başkanvekili Nilay Akbaş başkanlığında yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Faaliyet raporunun ardından meclis üyelerine hitap eden ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Kemer Beldibi’nde otelinde yangın çıkan meclis üyesi Ali Yılmaz’a geçmiş olsun dileklerini iletti.  Nobel Ekonomi Ödülü’nün Daron Acemoğlu’na verilmesini hatırlatan Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Daron hoca sık sık Türkiye’ye de gelip, çeşitli konferanslarda konuşma yapıyor. En son 3 hafta önce İstanbul’da bir toplantıya katıldı ve Türkiye’nin yapması gerekenler hakkındaki düşüncelerini paylaştı. Ancak onun önerilerini uygulamak bir yana zaman zaman hakaret boyutuna varan eleştirileri de gördük. Bu denli büyük bir başarıya imza atmış bir bilim insanımız varken, bu başarıyı getiren çalışmalardan daha fazla yararlanmamız gerektiğini bu konuda eksik kaldığımızı düşünüyorum” dedi. 

BİZ NE KONUŞUYORUZ

Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul GÜn'Ün haberine göre; sürekli değişim gündem şartları altında yaşanılan ekonomik durumların net olarak görünemediğini belirten Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Bu, gündelik hayatımızın en basit süreçlerinde de toplumun ve kurumların en yüksek mertebelerindeki ilişki ve açıklamalarda da görmek mümkün.  Biliyorsunuz bir süredir siyasi partiler yeni bir anayasa üzerinde hazırlıklar yapıyor. Neden bu değişikliğe ihtiyacımız olduğuna, nelerin değişmesi gerektiğine dair açıklamalar birbirini izliyor. Ancak kimi zaman ayarın kaçtığını üzülerek takip ediyoruz. Bunlardan birini de geçtiğimiz günlerde gördük. Ne dendi hatırlayalım: “Devletin ülkesi ve milleti olmaz. Anayasanın 4. Maddesi de değişmelidir” Anayasanın bu maddesini değiştirmeyi teklif etmenin, bunu gündeme getirmenin amacı nedir? Ekonomimiz büyük sorunlar içinde, etrafımız yangın yeri, ülkede milyonlarda mülteci var, hayat pahalılığı başını alıp gitmiş, liyakat dibe vurmuş ve biz ne konuşuyoruz” dedi.

ÖYLEYSE SORUN NE?

Başkan Yusuf Hacısüleyman’ın bir başka gündemi ise Savunma Sanayi Fonu için ek kaynak yaratılmasına yönelik TBMM’ye sunulan çalışma oldu. Çalışmanın medya aracılığı ile öğrenilmesini eleştiren Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Şimdi devletimiz bize dese ki; “Sevgili vatandaşlar, savunma sanayimiz büyük bir atak içinde. Çok başarılı çalışmalar yapıyor, gücümüzü artırıyoruz. Bunları bir adım daha ileri taşımak için tüm vatandaşlarımızdan, örnek olarak söylüyorum 2025 yılı içinde 500 TL tek seferlik kesinti yapacağız”; buna bir itirazımız olur mu? Ben bir kişinin bile itiraz etmeyeceğine, herkesin seve seve bunu ve hatta daha fazlasını vereceğine eminim. Öyleyse sorun ne? Birinci sorun bizim bunu, çalışma TBMM’ye sunulduktan sonra medya üzerinden öğrenmemiz. İlgililerin bir açıklama bir bilgilendirme ihtiyacı duymadan bunu Meclis’e sunmaları. İkinci sorun beyannameler üzerinden fon toplanacak olması. Kar eden, etmeyen ve zarar eden herkes fon ödemesi yapacak. Böyle bir şey olabilir mi?” sorusunu yöneltti. 

CİDDİ BİR SORUN

Geçen hafta açıklanan verilere göre sanayi üretim endeksi ağustos ayında yüzde 5,3 gerilediğini belirten Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Buradaki sorun ne? Endeks sadece Ağustos’ta gerilemedi. Nisan ayından bu yana sanayide üretim artışından değil, azalışından bahsediyoruz. Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında sanayi üretim endeksi sırayla yüzde 5, yüzde 4 ve yüzde 5,3 düştü. Bunlar çok sert bir daralmaya işaret ediyor. Yani sanayinin ekonomimiz içindeki payı tarihi düşük seviyelere geriledi. Bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu konuşmamıza gerek yok zannediyorum. Bizim gibi bir ekonomide üretimin kalbi imalat sanayiidir. Çünkü imalat sanayii tarım ve madencilikle birlikte katma değer üreten sektördür. Hizmetler sektörü ise üretken olan sektörlerde elde edilen katma değeri ekonomiye yeniden dağıtan sektördür. Sanayide daralma, önümüzdeki dönemde ülke genelinde diğer sektörler için bir tehdit olduğu gibi, ihracatımız açısından da ciddi bir sorun. Maalesef PMI verileri sanayi üretimindeki gerilemenin Eylül ayında da devam ettiğine işaret ediyor” dedi. 

SANAYİ ÜRETİMİ GERİLİYOR

Sanayi daralırken, vatandaşların ithal tüketim mallarına olan talebinin çok yüksek ve ekonomik gidişattaki tüm şikayetlere rağmen, vatandaşların perakende tüketimi azaltmadığı gibi artırmaya devam ettiğine dikkat çeken Yusuf Hacısüleyman, “Önce ithalata bakalım. Toplam ithalatımızda bir süredir gerileme var. Ancak bu gerileme aramalı ve yatırım mallarından geliyor. Tüketim malı ithalatımızda ise düşüş değil artış var. Eylül ayında tüketim malı ithalatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,1 arttı. Eylül ayıyla birlikte son 12 ayda yapılan tüketim malı ithalatı 52,3 milyar dolara çıktı ve rekor kırdı. Özetle, sanayi üretimi geriliyor, tüketim ithalatı ve perakende satışlar hızla artıyor. Bu üç veri bize, dezenflasyon sürecinde, tüketimin artmaya devam ettiğini ama üretimin gerilediğini gösteriyor” açıklamasına yer verdi. 

İHRACATTA ARTIŞ GÖREMİYORUZ

Sonucun neden bu şekilde olduğuna dair tespitlerini paylaşan Yusuf Hacısüleyman, “Sıkı para politikası enflasyonla mücadele için gerekli ancak yeterli değil. Maliye politikasının da buna vergi reformu ve kamu harcamalarında tasarruf yoluyla destek olması gerekiyor. Ama bu konuda, niyet olsa da çok gerideyiz. Dış talebin zayıflığı nedeniyle ihracatta artış göremiyoruz. Bu da aramalı ve yatırım malı talebinin zayıf kalmasına, sanayide üretimin gerilemesine neden oluyor. Yurtiçindeki pahalılık ithal tüketim malı talebini teşvik ediyor; bu da yerli üretimi daha aşağı çekiyor. Ayrıca, yurt dışına çıkan vatandaşların bulundukları ülkelerde yaptıkları harcamalarda da keskin artış var. Enflasyonla mücadele tüketime gem vururken, üretimi desteklemeyi, teşvik etmeyi gerektiriyor. Oysa bizde sonuç tam olarak bunu vermediği için enflasyonda henüz istediğimiz düzeye ulaşamadık. Enflasyon Eylül’de aylık bazda yüzde 2,97 oldu. Tüketici fiyatları, geçen yıla göre ise yüzde 49,38 arttı. Eğitim harcamalarındaki aylık yüzde 14 ile en çok fiyat artışı yaşanan kalem oldu” dedi. 

“KAMUDA TASARRUF” ELEŞTİRİSİ

Olumu taraftan bakınca, yıllık enflasyonun 4 aydır gerilediğini, Mayıs’tan bu yana gerilemenin 26 puana ulaştığını, yıllık enflasyonda son 14 ayın en düşük düzeyine indiğini belirten Yusuf Hacısüleyman, “Olumsuz taraftan bakınca, aylık enflasyonun hala çok yüksek olduğunu, Merkez Bankasının aylık yüzde 2’nin altı hedefine uzak olduğumuzu, hizmet enflasyonundaki katılığın devam ettiğini, gelecek 12 aya yönelik reel sektör ve hane halkı beklentilerinde ciddi iyileşme olmadığını görüyoruz. Bunun ana sebebi, maliye politikalarının para politikasına katkı vermekte gecikmesi. Aylar önce ilan edilen “kamuda tasarruf” sürecinin neresinde olduğumuzu bilmiyoruz. Şu ana kadar neler yapıldı, ne kadar tasarruf sağlandı bilmiyoruz” açıklamasında bulundu. 

1 MİLYARDAN FAZLA İSRAF 

Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in fırıncılık sektörüyle ilgili açıklamalarını eleştiren Başkan Hacısüleyman, “Ancak iş dünyası olarak, vergi yükümlülükleri ve kayıtlı ekonomi konusunda sadece tek bir sektörü örnek vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Her sektörün, büyük veya küçük fark etmeksizin, vergi düzenlemelerine hassasiyetle uyması, kayıt dışılıkla mücadelede sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz. İş dünyasının tüm paydaşları olarak, adil bir vergi sisteminin toplumsal gelişim için temel olduğu bilinciyle, bu konuda daha duyarlı ve dikkatli olmanın önemini bir kez daha vurgulamak isteriz. Bugün sizlerle, dünya genelinde giderek büyüyen bir soruna dikkat çekmek istiyorum: Gıda israfı. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan bir rapor, 2022 yılında dünya genelinde üretilen gıdanın yüzde 19’unun çöpe gittiğini ortaya koydu. Bu, kişi başına 132 kilograma denk gelen devasa bir israfı işaret ediyor. Daha da düşündürücü olan, dünya üzerinde yaklaşık 783 milyon insan açlıkla mücadele ederken, her gün 1 milyardan fazla öğünün israf edildiğidir” dedi.

Kaynak: ANTALYA KÖRFEZ GAZETESİ-ERTUĞRUL GÜN