Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali; film gösterimi, söyleşi ve oturumlarla devam ediyor. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu'nda, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda yarışan Yönetmen ve Senaristliğini Önder Şengül'ün yaptığı "Balinanın Bilgisi" filminin dünya prömiyeri gerçekleştirildi.
GÖSTERİ VE SÖYLEŞİ BİR ARADA
Muğla'nın dağ köyünde, 9 aylık hamile Gülsüm ile köyün muhtarı arasındaki gerilimin işlendiği filmde, oyuncular Özge Cevher Yüksel, Şamil Kafkas ve Ozan Öncel rol aldı. Filmin gösterimi sonrası Yönetmen Şengül ve oyuncuların katılımıyla aynı salonda söyleşi düzenlendi.
ORMANDA TEK BAŞINA DOĞUM
Yönetmen Şengül, sinema sektöründen uzaklaşıp kırsala yerleştiğini söyledi. Yerleştiği bölgede, bütün çocuklarını ormanda tek başına doğuran Gülsüm'ün hikâyesini öğrendiğini anlatan Şengül, "Filmdeki ana karakter Gülsüm'ün bütün çocuklarını ormanda tek başına doğurması, insanın içindeki gücü gösteren bir hikâyeydi. İnsan istediğinde doğayla birlikte neler başarabildiğini görüyoruz" dedi.
“UZUN SÜRE DESTEK GÖREMEDİK”
Gülsüm'ün hikâyesini senaryolaştırdığında filmi çekmek için uzun süre destek göremediğini dile getiren Şengül, daha sonra kendisi gibi sinema sektöründen uzaklaşarak kırsala yerleşen sinemacılarla ve kendi imkânlarıyla filmi çektiklerini vurguladı.
“FİLMİ ZOR KOŞULLARDA ÇEKTİK”
Oyuncu Özge Cevher Yüksel ise kendisinin de sinema sektörünü bırakıp kırsala yerleştiği ifade etti. Çekimler öncesinde uzun bir prova süreci yaşadıklarını anlatan Yüksel, "Köyün içinde provalar yaptık, 'Gülsüm'ün hikayesi nasıl olur' diye uzun bir yolculuğa çıktık. Doğanın içindeydik, zor koşullarda filmi çektik. Gülsüm'ün yaşadığı bütün duyguları yansıtmaya çalıştık" diye konuştu.
FİLMİN KONUSU
Muğla'nın dağ köyünde, dokuz aylık hamile kadın ile köyün muhtarı arasında gerilim yaşanmaktadır. Gerilimin nedeni köydeki tüm erkeklerin başka şehirlerdeki madenlerde çalışmaya gönderilmesidir. Muhtarın kurduğu bu düzene karşı çıkan tek kişi Yörük kadını Gülsüm'dür. Gülsüm köyün dışında ufak bir evde kızıyla yaşamakta, doğayı ve ormanı diğer insanlardan daha çok tercih ettiği için yadırganmaktadır. Son olaylarda Gülsüm öfkesini kontrol edemeyince muhtar onu köyde tecrit eder. Köylünün onunla alışverişini ve evinin önünden geçmesini yasaklar. Gülsüm çaresiz kalır, doğurmak üzeredir ve iki seçeneği vardır, ya sisteme ayak uyduracak ya da doğaya güvenecektir.