Diğer Yazıları Uluslararası Antalya Film Festivali, ulusal sinema sektörünün boykotu nedeniyle ölü doğdu. Bir şeyin "ölü doğması", onun doğar doğmaz toprağa gömülmesi anlamına gelir. Ulusal bölümünü çıkarmış Antalya film Festivali'nden "uluslararası" festival yaratma, yaratılan bu festivali yaşatma şansının sıfır olduğu 54. Festival'e gösterilen tepkiler ve alınan tavırlar sonunda anlaşılmış oldu."Ulusal sinemayı dışladığınız bir festivalden dört başı mamur bir uluslararası festival çıkaramazsınız. En iyi haliyle Amerika ve Avrupa'dan büyük paralar karşılığında getirdiğiniz oyuncuları halka alkışlattığınız 54. Antalya Film Festivali gibi bir festival çıkarabilirsiniz." Yapımcısı, yönetmeni, oyuncusu, yazarıyla sinema sektörünün festivale karşı takındığı tavrın karşılığı bu oldu. NEDEN 'SANSÜR BELASI' Festival yönetiminin bütün bunlara rağmen festivali uluslararası yarışmayla sınırlamadaısrar etmesinin tek nedeni vardı: "Sansür belası". "Sansür belası" nedeniyle geçtiğimiz yıl belgesel film yarışması kaldırıldı. "Sansür belası"nın ulusal film yarışmasında da festival yönetiminin başını ağrıtmaya devam etmesi, yarışma filmlerinde yer alan görüntü,konuşma ve altyazılarda zülfü yâre dokunacak ifadelerin / ibarelerin geçmesi, festival yönetimini bu yola itti. Yine de bizim düşüncemiz bu denli saçma bir kararın Türel ve festival ekibinin görüşü hilafına, başkaları tarafından alındığı, Türel'e empoze edildiği yönündedir. Zeynep Dağdeviren, Hülya Uçansu, Alin Taşçıyan'ın sırasıyla festival yönetiminden "ayrılmalarının" üzerindeki sır perdesi aralandığında bu ve benzeri faktörler ortaya çıkacaktır. DENEK TAŞI ALTIN PORTAKAL'DIR Sinema sektörünün farklı kesimleri, sinema meslek örgütleri yayınladıkları ortak bildirilerle; sinema gönüllüsü sanatçılar Antalya adına İstanbul'da düzenledikleri 54. Ulusal Yarışma ile 53 yıllık Altın Portakal geleneğine sahip çıktılar. Ulusal sinemacıların bu topyekün tavrı, Türel'in "Türkiye'de 30 festival vardı, şimdi 31 oldu" söylemini de boşa çıkardı. Sinemacıların ortak tavrının anafikri, "Ulusal sinemanın denek taşı Altın Portakal'dır. Türkiye'de düzenlenen 30 festivalin hiçbiri, ulusal sinemayı Altın Portakal kadar temsil edemez" idi. Festival sürecindeki bunca gürültünün, koparılan bunca kıyametin anafikri de buydu. 'DEVLER LİGİ'NE BU ŞEKİLDE ÇIKILMAZ Yanlıştan dönülmediği takdirde ulusal boyuttaki tepkiler uluslararası boyut da kazanacaktır; ki, Uluslararası Aktörler Federasyonu FIA’nınboykotu bunun böyle olacağını göstermiştir. İnsan Seli filminin gösteriminde yaşanan "gerilla" krizi ise, festivali uluslararası yaraşmayla sınırlamanın da "sansür belası"ndan kurtuluşa çare teşkil etmeyeceğini göstermiştir. Bu, kültür - sanat söz konusu olduğunda ulusal düzeyde "sansür" duvarına çarpan Türkiye imajı, bu kez o belaya uluslararası düzeyde çarpacak demektir. Görkemli sahne düzenlemeleri, görkemli ödül törenleri düzenleyerek, "Festivali devler ligine çıkardığınızı" iddia etmek, o sahnelerin, ö törenlerin içi sinemacılarla doldurulmadığı sürece bir iddia olmanın ötesine geçmez. İyi si mi, yol yakınken dönelim. Diğer Yazıları