Korku şu: Yine birilerine peşkeş mi çekilecek, kimler nemalanacak, çevre zarar görecek mi? Bu korkuyu 15 yıldır hissediyoruz. Genelde olduğu gibi yerelde de söylenenle yapılan birbirini tutmuyor. Hatırlayın; Menderes Türel Lara kumsalını neredeyse Fettah Tamince’ye verecekti. Dönemin güçlü muhalefeti olmasa, Lara kumulu şuan Tamince’nin oyuncakları arasına girmişti. Sonra 100. Yıl patladı. Stadyum yapılmasının dahi sıkıntılarını tartışırken bir de oraya gökdelen dikileceğini öğrendik. Neyse ki mahkeme kararı ile gökdelen projesi iptal oldu. Şimdi de Boğaçayı… Proje tanıtılırken toplum yumuşak karnından vuruldu: 10 bin kişiye iş… Akademisyenler, uzmanlar uyarıyor, proje ile tatlı su ve tuzlu su birbirine karışacak, su kaynakları zarar görecek, binlerce yılda oluşan dere daralacak ve daha birçok kaygı… Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, meslek odalarını çağırıp ikna etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Yeniliğe, değişime karşı değilim, değiliz. Ama kentin geleceğini ilgilendiren projelerde enine boyuna oturup konuşmak gerekir. Menderes Türel, ilk belediye başkanlığı döneminde tramvay hattını, “Ben yaptım oldu” mantığıyla yanlış hatırlamıyorsam Antalya’yı 25 yıl borçlandırarak yaptı. Yanlışlarla dolu tramvay projesi Türel’e seçim kaybettirdiği gibi Şarampol’u de bitirdi. Kaldırılması yapımından daha pahalı olduğu için öylece kaldı. Aynı Menderes Türel, kendi elleriyle bitirdiği Şarampol’u ikinci başkanlığı döneminde bu kez cadde güzelleştirmesiyle canlandırmaya çalıştı. Şarampol albenisi yüksek bir bölge oldu. Şimdi de Boğaçayı projesi… Öncelikle cevap verilmesi gereken sorular şunlar: Boğaçayı değişime hazır mı, Değişimse nasıl bir değişim? Kentin bir yanında Lara, diğer yanında Konyaaltı. Lara’nın kurvaziyer liman ile ticari alana bürüneceğini düşünürsek, Konyaaltı’nın halk ile iç içe bir sahil olarak planlanması doğru olmaz mı? Tanıtımdaki ihtişamlı görüntüsü ile her ne kadar göze hoş gelse de Boğaçayı için öncelikle kaygıların giderilmesi, toplumsal bütünlüğün sağlanması gerekiyor… Ama bu bütünlük ilgili kişi ve kurumları çağırıp ‘biz böyle yapacağız’ gibi bilgi vererek değil de daha ilk başta ‘sizin fikriniz nedir’ şeklinde olmalıydı.