EMO Antalya Şubesi'nin bu yıl 9'uncusunu düzenlediği Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu, (YEKSEM) Rixos Downtown Otel'de başladı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Önder, sempozyumun açılışında konuştu. Ülkedeki tüm siyasi partilerin yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi noktasında ‘söylemsel’ olarak birleşseler de uygulamada istenen gelişmeyi bir türlü sağlayamadıklarını savunan Önder, Türkiye'nin elektrik üretiminin sadece yüzde 0.4'ünün güneş enerjisine dayandığını söyledi. 2016 yılsonu itibarıyla elektrik üretiminin 274.4 milyar kilowat/saat (kWh) olduğunu belirten Hüseyin Önder, bunun yalnızca 1 milyar kWh saat ile yüzde 0.4’ünün güneş enerjisine dayandığını belirtti. Rüzgarda 15.5 milyar kWh ile toplam elektrik üretiminin yüzde 5.7’si gerçekleştirildiğini kaydeden Önder, "2016’da elektrik üretiminde ilk sırayı doğalgaz almış ve diğer ithal kaynaklarla birlikte dışa bağımlılığımız yüzde 51’i bulmuştur" dedi. YAPILAN TEŞVİKLER ÖNEMLİ Hüseyin Önder, lisanssız üretim faaliyetinin daraltılmaya çalışıldığını ifade ederek, yenilenebilir kaynaklardan yapılan üretimler bir taraftan teşvik edilir gibi gösterildiğini, diğer taraftan da maliyetleri artırdığı gerekçesi ile kısıtlanmaya çalışıldığını söyledi. Hüseyin Önder, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Nisan 2017’de açıkladığı Milli Enerji ve Maden Politikası’na, enerji politikalarının uygulamalarına bakıldığında nükleer ve kömüre yönelik teşvikler, alım garantileri, fiyat garantileri dikkat çekmektedir. Öncelikle bu kaynaklara yapılan teşviklerin bizzat yenilenebilir önünde engel oluşturduğunun farkında olmak gerekmektedir. Diğer yandan uygulamalardaki çelişkiler yenilenebilir enerji alanında garip sonuçlar yaratmaktadır” şeklinde konuştu. DÜNYA NÜFUSU ENERJİ TÜKETİMİNİ ARTTIRDI EMO Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Metin ise, hızla artan dünya nüfusunun enerji tüketimini arttırdığını ifade ederek, “Teknolojideki hızlı gelişme de bu enerji artışını tüketimini üst seviyeye çıkarıyor. Çok değil 25 sene öncesinde fabrikalar, evdeki ekipmanlar el gücüyle gerçekleşiyordu. Oysa şimdi elektrik kullanımı var ve standartlar dahilinde gerçekleşiyor. 25-30 sene önceki enerji tüketimi ile şimdiki tüketim arasında. Teknolojinin sağladığı konfor, dünyanın konforunu kaçıracak düzeye geldi. Bu da paradoks olarak ortaya çıkıyor. İnsan için bir yandan daha güzel yaşanabilir bir dünya hayal edeceğiz, bu tüketimler sayesinde insanlığı da yok etme noktasına gideceğiz. Ürettiğimiz enerjiyi dünyanın dengesini bozarak, iklim değişikliği, küresel ısınma, doğal afetlerle çevre sorunlarına neden olacağız. Bu insanlığı ilgilendiren en temel konulardan bir tanesi. YERİN ALTINI VE ÜSTÜNÜ KİRLETTİK Bugüne kadar enerjinin hep yerin altında arandığına dikkat çeken İlhan Metin, “Doğal kaynakları atığa dönüştürerek yerin altını ve üstünü kirlettik. Artık kafamızı kumdan çıkarmamız gerekiyor. Çözüm çevremizde bizim. Yıllardır görülmeyi bekliyor. Hiç düşündünüz mü, bir saatte güneşten dünyaya gelen ışın ve enerjiyle dünyanın bir yıllık enerjisini karşılayabildiğimizi biliyoruz. Ülke olarak enerji ithalatçısı pozisyonundayız. Hükümetin enerji politikalarıyla da enerji ithalatçısı olarak hızla ilerliyoruz. Çevremizdeki zenginliği bilimle harmanlayıp, hem teknoloji üreten ihraç eden bir ülke olabiliriz. Teknolojiyi kullandığımız zaman” dedi. Müzeyyen YÜCE