FETÖ’nün Antalya’daki çatı davası olan Rasanet Gençlik Vakfı davası dün itibarıyla başladı. Fettah Tamince iddianamede hem müşteki, hem de şüpheli olarak geçiyor. Öge Seyahat’in sahibi, devlet tarafından fakülte kurulması için tahsis edilen araziye 5 yıldızlı Jacaranda Otel’i çakan ve şu an işleten Ömer Gür de davanın müştekileri arasında. Üstelik birinci sırada… Yani şikayetçi, mağdur, zarar gören olarak dahil edilmiş davaya. Bir başka müşteki işadamı Ramazan Yükseloğlu’nun ifadesinden şöyle bir pasaj aktarılmış iddianameye: “Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin kurucu üyelerinden biriyim. Okulun mütevelli heyeti başkanı Rixos otellerinin sahibi olan Fettah Tamince’dir. Bu heyetin içinde benim ve Fettah’ın haricinde İsmet Akıl, Hasan Şahin, Abdullah Alnıak isimli arkadaşlar da yer alıyor. Bu kişiler Cemaat’in önde gelen isimleridir. Otel işletmeciliği yapan Ömer Gür ve Ufuk Cömertoğlu da üniversitenin mütevelli heyeti içindeydi. Ancak bu şahıslar Fettah Tamince’nin arkadaşıdır. Cemaat’le bir ilgileri yoktur”. Sadece 4 FETÖ’cü tanıyormuş Peki, Ömer Gür emniyet ifadesinde neler söylemiş? İddianameye yansıyan kısmını aktaralım: Saim Yuva, Hilmi Ünal ve Mehmet Ali Çoban isimli şahıslar ile Antalya İmamı Hasan Tarık Şen’in FETÖ’nin mütevelli heyeti üyeleri olduğunu söylemiş. Başka? İddianameye alınan başka bir şey yok. Fakat bir takipsizlik kararında Ömer Gür’ün izini yeniden yakalıyoruz. Eski turizmcilerden Süreyya Pekuysal’ın şikayeti üzerine hakkında açılmış bir soruşturmada takipsizlik kararı veriliyor. Kararın tarihi 20 Şubat 2017. Diyor ki oradaki ifadesinde: “Ben darbe öncesinde, 2016’nın Mayıs ayında, hakkımda herhangi bir soruşturma bulunmazken, kendi isteğim ve rızamla Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek FETÖ’nün ülkemiz için yapmış olduğu faaliyetlerden şikayetçi oldum”. Eyvallah! Hakkında soruşturma yokmuş Neymiş? “Hakkında hiçbir soruşturma bulunmazken”… Hemen bir sayfa sonrasına, gerekçeli karar metninin üçüncü sayfasına geçiyoruz. 6 Şubat 2015’te, yani bir yıl önce Antalya Emniyeti Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’nün internet sitesi üzerinden “Paralel Yapı’yla ilgili” bir ihbar tutanağı gelmiş. İhbar tutanağında “Paralel Yapı adına faaliyet gösteren” Uluslararası Antalya Üniversitesi ile Ömer Gür ilişkilerine dikkat çekiliyor. Bununla ilgili soruşturma açılıyor. Soruşturma da 15 Temmuz dinci faşist darbe girişiminden kısa bir süre önce sonuçlanıyor. Yani Ömer Gür’ün “Hakkımda soruşturma olmamasına rağmen, kendi rızamla gidip ifade verdim” dediği dönümde hakkında soruşturma var. Üstelik son derece ciddi iddialar barındıran bir soruşturma. Tamince’den 1 ay sonra ifade Benzer ibarelere, yine ‘hakkında hiçbir soruşturma olmadığı halde kendi rızasıyla’ savcılığa gidip ifade veren Fettah Tamince’nin tutanağında da rastlıyoruz. Tamince’nin ifade tarihi de Nisan 2016. Yani Ömer Gür’den 1 ay önce. Üstelik onun hakkında da o günlerde yürütülen birkaç soruşturma var. Fakat ne kadar ilginç ki, her iki ‘arkadaş’ da darbe tehlikesini 2-3 ay önceden görüp kendi rızalarıyla savcılığa ifade veriyorlar. Ömer Gür, Uluslararası Antalya Üniversitesi’nin kuruluş döneminde mütevelli heyet üyesiydi. Tamince’nin, “17-25 Aralık’tan sonra üniversiteyi FETÖ’den temizlemeye başladık” diye özetlediği süreçte de mütevelliden çıktı ya da çıkarıldı. FETÖ ana davasına da ‘müşteki’ sıfatıyla birinci sıradan yazıldı. Yeterince aklanıp paklanmış olmalı ki, üniversitenin sahibi olan Gaye Vakfı’na mütevelli heyet üyesi olarak geri döndü. Oldu da bitti maşallah!