Turizmin sanıldığı gibi bacasız sanayi olmadığını söyleyen gıda mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, gemi atıkları ve uçakla seyahatin yol açtığı karbon emisyonlarının yanı sıra golf otellerinin tükettiği su ve yeşil alanlara harcanan tonlarca kimyasalın canlı yaşamı riske attığını söyledi. Gıda Mühendisleri Odası eski başkanı Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, turizm sektörünü bacasız sanayi olarak nitelemenin bir yanılgı olduğunu söyledi. Turizm sektörünün küresel karbon emisyonları içindeki payının yüzde 5 civarında olduğunu belirten Bülent Şık, "Karbon emisyonlarının önemli bir kısmı uçakla seyahatten kaynaklanıyor. Karbon emisyonlarına aşırı su kullanımı nedeniyle oluşan zararlar, okyanuslar ve denizlerdeki kimyasal kirlilikte önemli payı olan yolcu gemileri atıkları da dâhil edildiğinde temiz sektör efsanesi epeyce yara alıyor" dedi. SU TÜKETİMİ OLAĞANÜSTÜ BOYUTTA Turizm sektörünün aşırı ve gereksiz su tüketimine çok iyi bir örnek oluşturduğunu, büyük oteller, tatil köyleri ve golf oyununa imkân sağlayan otellerde olağanüstü miktarda su tüketimi yapıldığını vurgulayan Bülent Şık, "18 delikli golf oyunu oynama imkânı sunan tek bir golf otel 60 bin nüfuslu bir ilçenin yıllık su tüketimine eşdeğer miktarda su tüketebiliyor. Geniş alanların çimlendirilmesi için harcanan tonlarca kimyasal gübre, pestisit ve herbisit gibi tarım zehirlerinin sularda yol açacağı kimyasal kirlenme de cabası" diye konuştu. YERALTI SULARININ DURUMU BİLİNMİYOR Turistik yatırımların yeraltı sularında azalmaya, tatil esnasında kullanılan kozmetik ürünlerin, temizlik malzemelerinin ve farmakolojik preparatların sularda kimyasal kirlenmeye yol açtığına dair çok sayıda akademik çalışma bulunduğunu hatırlatan Şık, "Ancak güzide ülkemizde bu konularda yapılmış tek bir çalışma bile yok. Antalya bölgesinde bu konuda geniş ölçekli bir çalışma yapılmasına ise büyük bir ihtiyaç var" dedi. İKLİM KRİZİ KAPIDA İklim krizi nedeniyle önümüzdeki 20-30 yıl içinde Antalya ilinin de içinde yer aldığı Akdeniz Bölgesi’nin ikliminde ciddi değişimler olacağı, bölge ikliminin Suriye ya da Irak gibi ülkelerin kurak bölgelerine benzeyeceği, Akdeniz Bölgesi’nin nihai kaderinin çölleşme olduğu uyarısında bulunan Bülent Şık, "Antalya ilinde olduğu gibi büyük ölçekli otel ve tatil köyü yatırımları aşırı miktarda su kullanmaya dayalı yatırımlardır. Su kullanımının büyük bir kısmı yeraltı sularından karşılanıyor. Oysa yeraltı suları kuraklık ya da susuzluk durumu için bir güvence olarak görülmeli ve normalde kullanılmamalı. Bu suların şimdi olduğu gibi aşırı miktarda kullanımı yakın bir gelecekte Antalya ilinde yaşanacak su krizini derinleştirecektir" ifadelerine yer verdi. YATIRIMSIZ BİR SÜREÇ "Antalya ülkemizin bir numaralı turizm kenti ve Alanya’dan başlayıp Kumluca ilçesine uzanan sahil şeridinde yatırımlara açılmamış bir kıyı bölgesi ya da koy bulmak neredeyse olanaksız. Kleopatra koyuna da eğer engel olunamazsa kısa sürede bir turistik tesis yapılacağına kesin gözüyle bakılabilir" diyen Bülent Şık, "Doğal hayatı mahveden yatırımlardan mutlak surette kaçınılması gereken bir sürece doğru yol alıyoruz" şeklinde konuştu. Mustafa KOÇ