CHP’nin öncelikli hedefinin Büyükşehir Belediyesi’nin yeniden kazanmak olduğunu söyleyen Muratpaşa İlçe Başkan Adayı Hasan Şahin, “Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. Bunun için saokaklar bizi çağırıyor, biz de bu çağrıya kulak vereceğiz” diye konuştu.Röportaj: İdris ÖZYOLKlasik soruyla başlayalım. Neden aday olma ihtiyacını hissettiniz? Referandum hepimizin bildiği gibi bu ülkede siyasetin rotasını değiştirdi. Hem iktidar, hem de muhalefet bazında. Referandum ile birlikte, özellikle YSK kararı ile “hayır” çıkan sonuç “evet”e çevrilince muhalefet AKP iktidarının sandık ile indirilebileceğini gördü ve buna göre konumlandı. İktidar ise kazanabilmek için YSK oyunlarına muhtaç kaldığını çıplak gözle gördü. Bu durum şöyle bir sonuç üretti. AKP, iktidarda kalmak için daha çok yüklenecek, muhalefet ise iktidarı indirmek için bütün gücünü toplayacak. Yani her iki taraf için de 2019 bir varlık-yokluk sorununa dönüştü. Bu varlık-yokluk tartışması, ülkemizin, devletimizin varlığını tehdit eder noktalara ulaştı. Bir anlamda AKP iktidarının devamı, bir beka sorunu haline geldi. CHP’nin 2’nci kuruluş tarihi olan 9 Eylül 1992 tarihinden bugüne parti içerisinde olan bir üye olarak ülkemin bu koşullarında kenarda durmayı doğru bulmadığım ve daha fazla sorumluluk almak ve ülkemin geleceği üzerinde oynanan oyunlara karşı mücadele etmek için aday oldum. Peki, kongreyi kazanıp başkan seçilirseniz en çok önem verdiğiniz konular neler olacak? Öncelikle şu gerçeği kabul edelim ve bütün planlarımızı bunun üzerine kuralım: Uzun süredir parti içi mücadeleler nedeni ile CHP kendi içerisinde ikili bir yapıya büründü. Her kongre döneminde bir kongreyi kazananlar, bir de küskünler oluştu. Bu nedenle de parti gerçek potansiyelini bir türlü açığa çıkaramadı. Muratpaşa da bu anlamda en önemli ilçelerden birisi oldu. Bu durumun yarattığı sakıncaları peş peşe yaşadığımız iki deneyimde çok sıcak gördük. Birincisi, 2014 yerel seçimlerinde bu küskünlükler nedeni ile Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmemizdi. Ama aynı Antalya’da referandumda yüzde 58 ile “hayır” çıkmasını sağladık. Her iki çalışmada da aynı CHP sahalardaydı. Yerel seçimlerde küskünlükler Büyükşehir’e mal oldu, referandumda küskünlüklerin ertelenmesi yüzde 58 “hayır” onur madalyasını göğsümüze taktı. Belediyeyi kaybettiğimizde hepimiz kaybettik, onur madalyasını da hepimiz göğsümüze taktık. Yani kimse ister olumlu, ister olumsuz sürecin etkilerinin dışında kalmadı. Bu meselenin bir tarafı. Diğer tarafı ise çok iyi biliyoruz ki çok nitelikli bir insan gücüne sahibiz. Antalya’nın sorunlarını rahatlıkla aşabilecek insan gücü, bilgi, donanım, birikim, hepsi bu partide var. Ama adına küskünlük dediğimiz bu hastalıktan dolayı hasta ile doktor, dert ile dermanı yan yana getiremiyoruz. Oysa her şey elimizin altında, bir kol mesafesi uzaklıkta. Bu meseleye öncelikle el atacağız. İnsanlar sadece kendilerinin görülmesini, yaptıkları işlerin değer bulmasını istiyorlar. Bunu sağlarsanız ne küskünlük kalır ne bir şey. Şayet kongreyi kazanırsak, ertesi gün çalışma programımızı oluşturup, hangi işi kim yapabilecek potansiyeldeyse ona gideceğiz. Şu küstü, bu şucuydu, bu bucuydu, demeyeceğiz. “Gel arkadaş! Burada bir iş var, bunu sen yaparsın.” diyeceğiz. Bir diğer nokta, genel merkeze önermek üzere bir pilot çalışma yapacağız. Aktif üye, pasif üye ayrımına bakacağız. Kim aidatını düzgün ödüyor, kim parti çalışmalarında görev alıyor kim sandık başında gecelere kadar bekleyip bir oyun bekçiliğini yapıyor, bunları saptayacak ve gerçek gücümüzü göreceğiz. Bu gücümüze göre de kendimizi revize ederek pasif üyeleri nasıl aktif hale getirebiliriz, onu düşüneceğiz. Özetle, gerek partinin öncü isimlerinde, gerek partinin üye tabanında, gerekse de Muratpaşa genelinde boşa akıtacak bir damla suyumuz olmamalı. Kim CHP’ye, kim Muratpaşa’ya, kim bu güzel ülkeye bir damla katkı koyacaksa kapılarımızı sonuna kadar açarak gel diyeceğiz. CHP, genellikle salon siyaseti yapmakla, elit kalmakla ve özellikle de sahilde elitlerin partisi olmakla eleştirilir. Sizin siyaset yapma tarzınız ne olacak? Maalesef öyle bir algı var. Ama bu algı doğru değil. Elit dediğiniz Türkler nerede yaşıyor? Nereden alışveriş yapıyor? Nerede eğleniyor? Elit dediğiniz bu insanlar yaşamın her alanında her yerdeler. Yani sokaktalar. Ama şunu da kabul etmemiz lazım; CHP tabanı kendi değer yargılarını, kendi doğrularını, kendi siyasetlerini alışveriş yaptıkları markete taşıyamadıkları, soluk aldıkları parklara ulaştıramadıkları sürece parti bu eleştirileri alacaktır. Biz, yan komşumuz da bize benzerse politika yapıyoruz. Farklı ise susup kendi gettomuza çekilmeyi tercih ediyoruz. Oturduğumuz sitede, apartmanda bizim gibi insanlarla bir aradayken her şey güzel. Peki yan sokakta ne oluyor? Yan sokaktaki insan senin buradaki varlığından ne kadar faydalanıyor? Sen onun getirdiği birikime ne kadar sahipsin? İşte bunu değiştirmemiz lazım. Değer yargılarımızı, kültürümüzü, yaşam kalitemizi yan sokağa taşırmak, iki sokak ötedeki pazara ulaştırmak, biz gelişirken, yanımızdakileri de geliştirmek birinci derece ödevimizdir bizim. Bunu başarabilirsek, Atatürk’ün topyekun kalkınma diye tanımladığı süreci destekleyebiliriz. Bunu yapmak istiyoruz. Kısacası, hem eylem olarak hem de mental olarak sokakta olmamız lazım. Çok açıktır ki, Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. Bunun da en önemli göstergesi sokakların bizi çağırmasıdır. Sokak bizi çağırıyor, biz de bu çağrıya kulak vereceğiz. Muratpaşa Belediyesi CHP’nin elinde. Böyle bir ortamda siyaset yapmak kolay olsa gerek. Yanılıyorsunuz, çok daha zor. Çünkü denetlemek zorunda olduğun kendi belediyen. Başkanı senden, yönetici kadroları senden. Bu hem bir rehavet yaratıyor, hem de daha özenli konuşmanızı zorunlu kılıyor. Belediye ile ilçe yönetiminin uyumu, başarıda olmazsa olmaz koşuldur. Ama uyumu her zaman mutabakat sağlamaz. Uyum bazen de tartışmadan çıkar. Diğer taraftan, Muratpaşa Belediyesi CHP’de olduğu için ilçe örgütü geri planda kalıyor. Oysa belediye kamusal alandır ve ayrım gözetmeksizin herkese hizmet üretmek zorundadır. Başkanımız Ümit Uysal da bu konuda çok başarılı bir belediyecilik sergiliyor. İlçe örgütünün yeri ise siyasal alandır ve bu alanda mutlak söz hakimidir. Muratpaşa’da siyasal gündemi belirlemek birinci derecede Muratpaşa ilçe yönetimine aittir. İlerleyen dönemde Muratpaşa’nın siyasal gündemini belirleyen bir ilçe örgütü yaratmak zorundayız. Somut olarak koyduğunuz en önemli hedef nedir? 2014 yerel seçimleri ile kaybettiğimiz Büyükşehir Belediyesi’ni tekrar CHP olarak kazanmak ilk ve öncelikli hedefimiz. Bu aynı zamanda Menderes Türel’in seçimi kazanınca haksız ve hukuksuz olarak işten çıkardığı, sürgüne gönderdiği, yaşamından ettiği, yuvalarını dağıttığı yüzlerce emekçinin çektikleri çilelere tam olmasa da bir teselli olacaktır ve kazandığımız Büyükşehir Belediyesi’nin zafer ve gururunu bu emekçi arkadaşlarımıza ithaf edeceğiz.