Türkiye genelinde 2017 yılında hayvan ihracatı durma noktasına gelirken, ithalatta rekor seviyede artış yaşandı. Antalya’da ise 741 bin Dolar’lık canlı hayvan ihracatı yapılırken, ithalat rakamı 7.7 milyon Dolar olarak gerçekleşti Et ve Süt Kurumu 2017 Yılı Sektör Değerlendirme Raporu'na göre, küçükbaş ve büyükbaş canlı hayvan ihracatı neredeyse sıfırlanırken, 2017 yılında küçükbaş canlı hayvan ithalatı yüzde 4581 oranında arttı. Kasaplık ithalatı büyükbaş için yüzde 397, damızlık küçükbaş ithalatı ise yüzde 757 oranında artarak rekor kırdı. İHRACAT SIFIRI GÖRDÜ Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Antalya Bölge Müdürlüğü verilerine göre ise Antalya’da et ihracatı 2017 yılında tamamen durdu. Kuş ve balıkların da dahil olduğu tüm hayvanlarla ilgili yapılan değerlendirmede, Antalya’da geçtiğimiz yıl canlı hayvan ihracatı 741 bin 139 Dolar’da kalırken, ithalat 7 milyon 728 bin 907 Dolar oldu. Aynı verilere göre Antalya’da 2017 yılında sığır, koyun, keçi, at, eşek, katır ve bardo gibi hayvanlardan hiç ihracat yapılamadı. İhracatın hiç gerçekleşmediği bu hayvan türlerinden ithalat için 6 milyon 483 bin 113 Dolar para harcandı. İTHALAT YÜZDE 98 ARTTI Bu arada Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde 2017 yılında bir önceki yıla göre kilogram bazında toplam canlı hayvan ithalatının yüzde 98, büyükbaş hayvan ithalatının yüzde 91, küçükbaş hayvan ithalatının ise yüzde 4581 arttığı bilgisine yer verildi. Türkiye Et ve Süt Kurumu Raporu'na göre, 2017 yılında gerçekleşen büyükbaş ithalatının çoğunluğu besilik olmak üzere; yüzde 35'i Uruguay, yüzde 19'u Brezilya, yüzde 9'u Çek Cumhuriyeti'nden yapıldı. Damızlık sığır ithalatının yüzde 30'u Almanya, yüzde 19'u Çek Cumhuriyeti, yüzde 17'si Avusturya'dan sağlandı. İHRACAT POLİTİKASI OLMALI Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi ve Hayvancılık kooperatifler Birliği (HAYKOOP) Başkanı Hüseyin Simav, yaşanan sorunun ithalat politikaları yerine üretim ve ihracat politikaları sayesinde aşılabileceğini söyledi. Son yıllarda gündemden düşmeyen ve sektörel sorunların başında gelen kırmızı et arzında yaşanan darboğazın bir an evvel aşılması yönünde orta ve uzun politikaların uygulamaya alınmasını beklediklerini belirten Simav, “Girdi maliyetlerinin bu denli yüksek ve ithalata bağımlı halde bulunduğu bir dönemde büyükbaş hayvancılığı yapmak her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Bu nedenle üreticiyi üretimde tutacak kararlar bir an önce alınmalı ve girdi maliyetleri düşürülmelidir” dedi. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Hayvancılıkta yaşanan sorunun çözümü için nelerin yapılması gerektiğini de anlatan Hüseyin Simav, şunları söyledi: “Yem giderlerine çözüm bulunmalıdır. Süt yem paritesi en az 1’e 1.5 olmalıdır. Yem hammaddeleri olan ithal soya ve mısıra alternatif ürünler geliştirilmelidir. Bölgesel hayvancılığa yönelip, her bölge için uygun işletme şekli, uygun tür ve ırklar belirlenmelidir. Kırmızı et açığını kapatacak küçükbaş hayvancılığımızın gelişimi desteklenmelidir. Hayvancılığın temelini oluşturan meralarımızın korunması ve ıslah edilmesi gereklidir. Bütünşehir yasasındaki hayvancılıkla ilgili mevzuattaki yetki karışıklığı giderilmelidir. Yaylalara gelişigüzel yazlık yapımı kontrol altına alınmalıdır. Taş ve maden ocaklarının yaptığı tahribat engellenmelidir. Kaçak hayvan kesimleri ciddi bir şekilde denetlenip caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Sayısı 500.000’i aşan buzağı ölümlerinin engellenmesi ile ithalat ihtiyacının azaltılması gereklidir.” Hasan YAVAŞLAR