Diyanet yine çağdaş dünyaya önemli bir katkıda bulunarak “Sol el ile yemek yemekte bir sakınca var mıdır?” sorusuna, "Sol elle şeytanlar yemek yer" diye yanıt vermiş! Bu fetvayı duyunca Şeytan dürttü, “Ben şu solakları bir araştırayım” dedim. Gördüm ki, dünya kimseden çekmemiş, onlardan çektiği kadar! Yavaş yavaş yazayım, yavaş yavaş okuyun, acele işe Şeytan karışmasın. *** Solak insanlar dünya nüfusunun sadece yüzde 10’luk bir azınlığını oluşturdukları halde, beceri ve zekâları ile biz zavallı sağlakları ezdikçe ezmişler. Sağlaklar, aynı akepe gibi ezici bir çoğunluğa sahip oldukları halde, devamlı mağdur edilmişler! Şeytana külahını ters giydiren bu solaklar, daha iyi otomobil kullanıyorlarmış. El becerileri daha iyiymiş. Çatalı mecburen sol elleriyle tuttukları için yemek yerken daha görgülü görünüyorlarmış, Dünya nüfusundaki oranları yüzde 10 iken, Üstün Zekalılar Kulübü MENSA’nın üyelerinin yüzde 20’si solaklardan oluşuyormuş. IQ puanı 140'ın üstünde olan solak insanlar, sağlaklardan çok daha fazlaymış. Felç geçirdiklerinde daha çabuk iyileşiyorlarmış. Sanat, spor ve bilgisayar oyunlarında daha başarılıymışlar. Olayları hatırlama hafızaları daha iyiymiş. Daha hızlı düşünüyorlarmış ve aynı anda birden fazla iş yapabiliyorlarmış. Görsel şeyleri daha iyi algılıyor, daha hızlı klavye kullanıyor ve göğüs göğüse çarpışmalarda daha iyi savaşıyorlarmış. *** Microsoft'un sahibi Bill Gates ve Apple'ın kurucusu Steve Jobs, kendi alanlarındaki sağlaklara göre en az yüzde 10 daha fazla para kazanmışlar. Pele, Maradona, Messi, Sergen, top cambazı olup rakiplerine çimleri yoldurtmuşlar. Rafael Nadal, John McEnroe, dünya tenisinin bir numarasına yükselmişler. Mark Spizt yüzme rekorlarını alt üst etmiş. Muhammed Ali Clay kelebek gibi uçup arı gibi sokmuş. Albert Einstein, atomu parçalamış. Isaac Newton, yerçekimini tanımlamış. Aristo, fizik, gökbilim, felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konulara imza atmış. Benjamin Franklin, bir taraftan diplomatlık yaparken diğer taraftan paratoneri keşfetmiş. Gazi Yaşargil, göğsümüzü kabartmış. Leonardo Da Vinci, Michelangelo, Rafael, Picasso, resimler, heykeller yapmışlar. Mark Twain, H.G. Wells, hikayeler, romanlar yazmışlar. Mozart, Beethoven, Paul Mc Cartney, Jimmy Hendrix, Eminem, Bob Dylan, George Michael, Arif Sağ, Ringo Starr, Sting, Phill Collins, müzikseverlerin; Angelina Jolie, Robert De Niro, Bruce Willis, Scarlett Johansson, Jennifer Lawrence, Charlie Chaplin, Mariyln Monroe, Gülse Birsel, Julia Roberts, Demi Moore, Morgan Freeman, Tom Cruise, Nicole Kidman, Robert Redford, sinema izleyicilerinin gönlünde taht kurmuşlar. Barrack Obama, Fidel Castro, Sezar, Bill Clinton, David Cameron, George Bush, Napolyon Bonapart, İskender, Kraliçe Victoria, John F. Kennedy dünyayı yönetmişler. Karındeşen Jack, Usame Bin Ladin, Boston bombacısı, insanları korkutmuşlar. *** İnsan insanın şeytanıdır derler. Solakları bu kadar methederken diğer taraftan yaşadıkları riskleri yazmazsam, hepiniz heveslenip solak olur, Şeytan gibi yemek yersiniz! (Aman, Şeytan kulağına kurşun). Solaklarda alkolizm ve madde bağımlığı daha fazla görülüyormuş. Şizofreni gibi beyinle ilgili hastalıklar için solaklar riskli grupta yer alıyormuş. Solaklarda beynin iki yarısı arasındaki etkileşim daha yoğun yaşandığı için aynı anda birden fazla duyguyu hissedebiliyorlarmış, Her yıl 2 bin 500 solak insan, sağlakların kullanımı için tasarlanmış makineleri kullanırken canından oluyormuş. Sağlaklardan ortalama 3 sene daha kısa yaşıyorlarmış. Erken doğan bebeklerin çoğu solak oluyormuş. Kırk yaş üzeri anne olanların çocuklarının solak olma ihtimali daha fazlaymış. Solak insanların homoseksüel, kekeme, utangaç olma, uyku bozukluğu yaşama ihtimali daha fazlaymış. Solak askerler, el bombalarını hazırlarken ve atarken bombayı ters çevirmek zorunda kalıyorlarmış. Çünkü emniyet piminin bulunduğu yer solaklara ters geliyormuş… Şeytan azapta gerek. Onlar da bu kadar başarılı ve becerikli olmasalardı! *** Şeytan gibi yemek yiyen bu solaklarda şeytan tüyü eksik olmalı ki, tarih boyunca hep önyargıyla karşılanmışlar. Kimi zaman cadılıkla, kimi zaman uğursuz olmakla suçlanmışlar. Şeytanın solak olduğu ilk defa Ortaçağ’da düşünülmüş ve sol ellerini kullananlar şeytan tarafından ele geçirilmekle suçlanmışlar. Zamanla insanlar solaklara karşı daha hoşgörülü hale gelse bile makaslar, sıralar, spiralli defterler hala sağlaklara göre üretiliyorlar… Diyanetin sol elini kullananlar için “şeytan” fetvası da böyle bir önyargının örneği! *** Ancak bu Diyanetin toplumumuza ve insanlığa ilk hizmeti değil! Daha önce kızlar için bluğ çağı 9 yaşında başlıyor dediler, kız çocukları 9 yaşında evlenebilir diyorlarmış gibi anlaşıldı. "Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?" diye soruldu; "Bazı mezheplere göre babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, nikâh düşürmez. Baba, kızını şehvetle öpüp, sarılırken teni tenine değerse ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olursa ve kız 9 yaşından büyükse, nikâh düşebilir.” diye cevap verdiler. (Kamuoyu tepkilerinin ardından bu cevabı internet sitesinden kaldırıp haberini yapanlara dava açacaklarını duyurdular). Yine bir başka soruyu erkeğin "Telefon, faks, mektup, mesaj ve internetle ile de eşinden boşanabileceği" şeklinde cevapladılar. Cemevleri kırmızı çizgimiz dediler. "Alevi olan kişi ile evlilik caiz midir?" diye soran bir vatandaşa, “Müslüman Müslümanla evlenmeli” diye cevap verdiler. "Piyango bileti almak kumardır ve haramdır" dediler. “Bitcoin caiz değil” dediler. "Feminizm ahlaksızlıktır" dediler… *** “Sol elle yiyebilir miyim?” diye soran vatandaşın aklına bu soru nereden ve nasıl geldi ve neden Diyanete’e sorma gereğini hissetti bilinmez? Ancak Orhan Veli’nin sol elini nasıl hatırladığını “Sarhoş oldum da, Seni hatırladım yine, Sol elim, Acemi elim, Zavallı elim!” dizelerinden biliyoruz! *** Madem bu çağda hala Diyanet’in bu tür fetvalarıyla uğraşıyoruz; Madem sol elini kullananları cadı diye yakıp, uğursuz diye kovalayamıyoruz… Madem Şeytanın bacağını kırıp, bu kısır döngüden kurtularak bir türlü çağdaşlaşamıyoruz… Bari Şeytanın sol elini kıralım… Hiç olmazsa solakları kurtaralım!