Biyolojik Yaklaşımlar ( Farmakoterapi)(Önceki Yazıdan Devam)Psikoaktif ilaçlarla tedavisi amaçlanan hedef semptomlar şunlardır: Hiperaktivite, öfke patlamaları, irritabilite, içe çekilme, stereotipiler, saldırganlık, kendine zarar verici davranışlar, depresyon ve obsesif kompulsif davranışlardır. Hedef semptomların tedavisi yaş gruplarına göre farklılık gösterebilir. Erken çocuklukta hiperaktivite, irritabilite ve öfke nöbetleri daha belirginken, ileri çocukluk dönemlerinde agresyon ve kendine zarar verici davranışlar önemli olabilir. Ergenlerde ve erişkinlerde, özellikle yüksek fonksiyonlu olanlarda depresyon veya obsesif kompulsif bozukluk gelişebilir ve bunlarda işlevselliği etkileyebilir. Klinik deneyler, psikoaktif ilaçların kullanımının bu çocukların eğitimlerini ve verilenleri almalarını kolaylaştırdığını göstermiştir. Nöroleptikler: Bu grup ilaçlardan özellikle haloperidol sistematik olarak çalışılmıştır. Geniş klinik popülasyonda yapılan çalışılmalarda, Otizmden etkilenmiş çocukların haloperidol'den yararlandıkları gösterilmiştir. Haloperidolün ZB veya öğrenme üzerine olumsuz etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Haloperidol vermek sadece agresyon, koopere olamaması, aşırı hareketlilik gibi semptomları azaltmakla kalmaz aynı zamanda otizme ait özgün belirtileri de azaltabilir. Haloperidolün terapötik dozları kişiye göredir: 2-8 yaş arasındaki çocuklarda doz aralığı 0.25-4 mg/gün'dür (0.016-0.184 mg/kg, ortalama 0.05 mg/kg/gün). Haloperidol tedavisinin en önemli dezavantajı tardif diskinezinin oluşmasıdır. Son yıllarda otizmde hedef semptomların tedavisinde risperidon ve olanzapin gibi atipik nöroleptikler kullanılmaya başlanmıştır. Bu yeni kuşak nöroleptiklerde tardif diskinezi riski daha azdır. Fenfluramin: Yapılan bir çalışma, otizmde fenfluramin kullanımına büyük bir ilgi oluşturmuştur. Ancak bu bulgular sonradan doğrulanmamış ve fenfluramin öğrenme üzerinde geriletici etkisinin olduğu bulunmuştur. Naltrekson: Naltrekson, potent opiat antagonisti olup otizmin ve kendine zarar verici davranışların tedavisinde etkin olduğu belirlenmiştir. Hiperaktiviteyi ve kendine zarar verici davranışları azaltmasına rağmen öğrenme üzerine etkisi gözlenmemiştir. Klomipramin ve Seçici Serotonin Gerialım Inhibitörleri (SSRI): Klomipramin bir serotonin gerialım inhibitörü olan trisiklik antidepresandır. Son zamanlarda otizmin tedavisinde etkinliği araştırılmaktadır. Klomipraminin OKB'nda ve obsesyonsuz tekrarlayıcı davranışların tedavide etkinliği, otizmde sıklıkla gözlenen ritualistik davranışlara da etkili olabilir mi düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Yapılan bir çalışmada ortalama günlük doz olarak 152 mg (4.3 mg/kg) klomipramin kullanıldığında stereotipiler, kompulsiyonlar, ritueller ve kızgınlığın azalması plaseboya üstün bulunmuştur. Fluoksetin ve fluvoksamin gibi SSRI'lar ile yapılan çalışmalarda, özellikle erişkin Otizmden etkilenmiş çocuklarda tekrarlayıcı davranışları azalttığı saptanmıştır. (Devam Edecek) Esenlikler Dilerim.