Lig başlıyor, hayırlı olsun. Şimdi kamuoyunda flu görünen olaylara ben de mantık çerçevesinden bakmaya çalışacağım. Önce Terim’den başlayalım. Alaçatı olayından sonra orada durması etik değildi ve gitti, ancak ‘gönderildim tazminat hakkım var’ diyor. Federasyon Başkanı bu konuyu kendisi ile görüşeceğim diye basına demeç verdi. Fakat bizim ulusal basınımız mukayeseli ve istatistiksel bilgiye dayanan haber yapmadığı için her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi yazarlar Terim’i yerin dibine sokmaya çalışırken kimileri de o parayı al fakat hayır kurumlarına bağış yap diyor. Halbuki Beşiktaş’ta 233 gün çalışan Del Bosque kulüpten 9,5Milyon avro tazminat aldı. Bu sözleşmeyi yapan da şimdiki TFF Başkanı Demirören idi. Daha yakın zamanda GS yarım devre bile çalışmayan Prandelli’den kurtulmak için 3,5 Milyon avro ödemedi mi? Yabancılara gelince bu paraları faizi ile beraber son kuruşuna kadar ödüyorsunuz da kendi evladınıza gelince çok görüyorsunuz. Aslında Terim hem GS de hem de Milli Takımda seneler boyu Türk Futboluna hizmet etmiş ve kazandığı paraları son kuruşuna kadar hak etmiş bir teknik direktördür. Aynı zaman ve başarıyı Milli Takımımızda ve GS’de yabancı bir teknik adam yakalasaydı adamı hem futbol ilahı yapmış hem de cebine dünyanın parasını koymuştuk.Neyse yerine Luçe geldi. Uygun seçimdir daha iyisi zaten olamazdı. Transfere gelince Beşiktaş ve Galatasaray Avrupa’dan ve Brezilya’dan almadık futbolcu bırakmadı. Fenerbahçe Başkanı da önceki günkü açıklamasında bu haftaya dört yabancı transferini sığdıracaklarını açıkladı.Üç Büyükler kadrolarını yabancılarla doldurdular ve halen doldurmakla meşguller.Korkarım ki yeni sezonda ilk on birde Türk oyuncu olmadan sahaya çıkacaklar.O zaman da Milli Takımdan başarı beklemek hayli zor görünüyor. Antalyaspor’umuz transferde biraz hamle yaptı ancak araya Eto’o’nun gideceği haberi girdi ve suyu bulandırdı. Yönetim bu konuyu savuşturmak için atacağı transfer adımlarını öteledi. Taraftarın Eto’o’nun gitmesine karşı çıkmasıyla beraber yönetim bu konunun arkasında dirayetle durdu ve Eto’o’yu vermeyeceğini açıklama üstüne açıklamayla kamuoyuna deklere etti. Bu arada bir çift lafım da Başkan Aziz Yıldırım’a olacak, Cumhuriyet ve laikliği savunarak hemen hemen bütün camialardan destek gördün ancak şu diğer takımları küçük gören beyanat ve davranışlarınla da tüm takımları F.B.düşmanı yaptın. Başından atmak istediğin A.Atıf ve bir miktar para karşılığında bizim futbol ruhumuz olan Eto’o’yu istiyorsun.İşte böyle saçma sapan teklifler yaptığın ve diğer takımları bu ve benzeri tekliflerle adeta aşağıladığın için artık kendi kongre üyelerin tarafından bile antipatik görünüyorsun. Bu hareketlerinden vazgeç. Benim buraya kadar yazdıklarımı herkes biliyor,çünkü olaylar kamuoyunun önünde cereyan etti.Bize düşen bu olanları neden sonuç ilişkisiyle irdelemek,sonuçtan ders çıkarmak,hamle yapmak ve netice elde edebilmektir.Tıpkı insan hayatında olduğu gibi. Sonuç olarak hala sözleşmelerin doğru yapılmadığı, kendi insanımıza yabancıların yarısı kadar bile değer verilmediği, Türk gençlerinin artık üç büyüklerin formasını giymelerinin neredeyse imkansıza doğru gittiğini, böylece milli takımın Avrupa’da oynayan gurbetçilere mahkum kalacağını rahatlıkla görebiliyoruz.Yani sıraladığım şu olaylarda bariz olarak hatalı tutum ve davranışların oranı yüksek.Ömrümüz hep hata yapmakla ve hataları irdelemekle mi geçecek! Beşiktaş maçında görüşmek dileğiyle. Savaş Deniz Aşula