Kılıçdaroğlu sonunda kükredi!
Konuşmasına hükümetin toplumu baskı altına aldığını, susturmaya çalıştığını, cehepeyi de nasıl sustururuz, nasıl konuşamaz noktaya getiririz diye çalıştığını söyleyerek başladı…
Herkes nefeslerini tutmuş, ana muhalefet partisi liderinin iktidara eleştirilerini sertleştirerek konuşmasına devam etmesini bekliyordu… Onun ağzından “Ben milletvekili seçildim, istediğim kanala çıkarım, istediğim gibi konuşurum diyenler, izin almadan çıkıyorsa, bu partide yeri yoktur.” cümlesi çıktı!
Televizyon programlarına kendisinden izinsiz çıkan milletvekillerini tehdit ediyordu!
***
Fikrini özgürce ifade etmeye çalışan cehepeli milletvekillerini susturmak için iktidarın baskısına gerek yok…
Partinin başındakiler yeter!
Taşıma “sosyal demokratlarla” değirmen tersine dönüyor!
***
Ülkenin sorunlarının yarısı iktidarın, diğer yarısı da ana muhalefetin beceriksizlikleri yüzünden…
Baykal, Erdoğan’ın siyaset yasağını kaldırmıştı…
Kılıçdaroğlu ise partisiyle kan uyuşmazlığı olan, kimsenin tanımadığı bir adayı cumhurbaşkanlığı seçimleri için Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkardı…
Özeti: Erdoğan’ı Baykal başbakan seçtirdi, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına taşıdı!
***
Gazetelerin, televizyon kanallarının tümüne yakını iktidarın elinde ve baskısı altındayken, 2019’daki başkanlık seçimi için adaylarını şimdiden açıklasalar da, aday ülkeyi dolaşıp kendisini tanıtmaya başlasa ya!
10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde “Tanıdıkça seveceksiniz” dedikleri, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, seçimden bir buçuk ay önce, 16 Haziran 2014 tarihinde açıkladıklarını hatırlıyor musunuz?
Madem tanıdıkça sevilecekti, neden adaylığını 6 ay önce açıklamadılar?
***
Peki, adayları kim olabilir?
2014 yılında Kılıçdaroğlu tarafından “seçilen” sürpriz adayı hatırlayan cehepelilerin içleri rahat mıdır?
Grup başkanvekilleri “Hiçbir cehepelinin itiraz etmeyeceği bir adayımız olacağını söyleyebilirim” dedi. Kılıçdaroğlu, 2014 yılında Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını da “Herkesin kabul edebileceği bir ismi öneriyoruz” sözleriyle duyurmuştu!
Zevklerimiz ve “kabul kriterlerimiz” farklı!
***
Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yürürken; “Bunun ardı gelmez. Koltukta oturma sürecini uzatıyor ve partinin zaman kaybetmesine neden oluyor” dediğimizde cehepeli dostlarımız bize kızmışlardı.
Yürüyüşün ardından, şöyle toplumda ses getirip iktidarı sarsacak tek bir hamleleri var mı?
Man Adası olayını, Reza Zarrab davasını kendileri bile unuttular.
***
İktidar partisi gelecek seçimlerin kurallarıyla yap-boz gibi oynarken, “seçim güvenliği” için hala öneriler götürerek akepenin “adaletine” sığınmaları…
Yavru muhalefet partiliğinden, yavru iktidar partiliğine sıçrayarak iktidarın kanatları arasına sığınmış mehepe ile görüşmeye çalışmaları…
Akepe tarafından ustaca sürüldükleri “Hedepe ile ittifak” uçurumunun kenarında yalpalamaları…
Aklı başında bazı milletvekilleri gerçekleri görüp oynanan oyunları sezerek “Adaletsiz bir seçimin figüranı olmayalım. Seçimleri boykot edelim” çağrıları yaparken, Kılıçdaroğlu’nun dün “Kazanacağımız seçimi neden boykot edelim?” açıklaması…
Koltuğa oturduğundan bu yana 8 seçim kaybetmiş birisi için, “hayali” bir açıklama!
***
Kazanamazsın!
Hala birazcık umudu olan varsa, boşuna…
İçim kan ağlayarak yazıyorum; Mevcut yönetimiyle cehepe önümüzdeki seçimlerin hiçbirisini kazanamaz!
Tecrübe insanın hatalarından ders almasıdır derler… Hiç ders almış gibi duruyorlar mı?
***
En basit örneği; madem seçimlere katılacaklar, geçtiğimiz seçimlerde defalarca şahit olduğumuz, görevini yapmaya gelmeyen veya yarım bırakıp giden, ilgisiz, bilgisiz sandık görevlilerini tamamladılar mı? Onları eğitmeye, bilinçlendirmeye şimdiden başladılar mı?
Geçmiş seçimlerde “Oy ve Ötesi” benzeri halkın kendi oylarını korumak için oluşturduğu topluluklar olmasaydı, cehepe sandıkların güvenliğini sağlayabilecek miydi?
***
Cehepe örgütlerine ve milletvekillerine sesleniyorum.
Akepe tarafından oynanan seçim kuralları ile seçime katılmayı düşünen bu yönetimle kaybettiğiniz seçimleri hatırlayın…
Sonra, ya Erdoğan’ın başkanlığını şimdiden kutlamaya başlayın…
Ya da; Ülkesini düşünen, Atatürk sevdalısı, bilinçli bireyler olarak, önümüzdeki seçimlerde Laik Cumhuriyetin ve parlamenter demokrasinin devamı için hala tek umut olan partinizin bir an önce kendisine çeki düzen vermesi için bir şeyler yapın!
- Etiketler

- Mustafa Koç
- 1 Mayıs’a az kaldı
- 20 Nisan 2018- 11:13:28
- Tuncer Çetinkaya
- Köy Enstitüleri’ni Unutmamak
- 19 Nisan 2018- 11:00:37
- Cevat Alp
- Yörüklerden tarihi adım
- 9 Şubat 2018- 13:51:29
- Nezihi Bayık
- Deistleştiremediklerinden misiniz?
- 12 Nisan 2018- 10:28:48
- Betul Ay Yılmaz
- Çay ve anemi
- 21 Nisan 2018- 09:15:45
- Savaş Deniz Aşula
- Teşekkürler haftası
- 9 Nisan 2018- 11:54:31
- Erdem GÜNER
- Zirai ilaçlar, esnaf ahlakı ve korkularımız
- 17 Nisan 2018- 12:23:54
- Nurettin Sönmez
- Eğitimin son hali
- 18 Eylül 2017- 11:20:00
- Engin Korkmaz
- Muşmulalar
- 23 Nisan 2018- 10:50:02
- Nazmi Gündüz
- Ziraat fakültelerinde eğitim ve staj sorunu
- 16 Mart 2018- 12:29:40
- İbrahim Utku Nar
- Bedelli askerlik meselesi
- 20 Nisan 2018- 11:12:21
- Müzeyyen Yüce
- İçimde büyüyen çınar
- 19 Aralık 2017- 12:22:08
- Işık TUNÇEL
- Uğur Mumcu Heykeli Bakımsızlıktan Çürüyor
- 17 Kasım 2017- 13:09:09
- Uğur Kaya
- Otizmde Davranış Sağaltımı
- 21 Nisan 2018- 09:20:06
- ramazan Açıkgöz
- Niçin gerçek demokrasi gereklidir-3
- 15 Ocak 2018- 13:11:32
- Ozan Balık
- Yörük göçü
- 23 Nisan 2018- 11:08:02
- Süleyman Kamış
- Kaybetmemek de önemlidir
- 16 Nisan 2018- 11:54:06



