ATSO'nun 136. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende iki güzel konuşmaya tanık olduk. Bu konuşmalardan birincisi Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e, ikincisi Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'a aitti. KEŞKE HEP BÖYLE OLSA Türel'in konuşması Büyükşehir meclislerinde dinlediğimiz Türel konuşmalarındaki tırmalayıcılıktan uzak, son derece barışçıl, son derece hoşgörülü, seçilmiş tümcelerden oluşan; cepheleşmenin, kamplaşmanın doruğa çıkmış olması nedeniyle bu tür yaklaşımlara çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde bütün siyasetçilere örnek teşkil edecek bir konuşmaydı. "Siyaset yarışmasında eleştiriler, öneriler olacak; ama bu eleştiri ve önerilerin içinde hep projeler olması gerektiğinin altını çiziyorum. Biz keşke siyaseti de Ticaret Odalarımız gibi proje yarışı haline dönüştürebilsek." Türel'in bu sözlerinin altına hangi aklıselim imzasını koymaz ki. Ama, keşke, Türel her zaman aynı dili kullansa, sadece meslek odası seçimlerinde değil, belediye meclislerinde de rakiplerine karşı aynı yaklaşımı gösterse. '4.0' UYARISI Ümit Uysal'ın konuşmasına gelince... Uysal'ın konuşması dikkat çektiği noktalar itibariyle Antalya ölçeğinde tarihi değeri olan bir konuşmaydı. Antalya'da, en çok da ATSO toplantılarında, Sanayi 4.0'ın hep faziletlerinden bahsedildi. Sanayideki, sadece sanayideki değil, tarım dahil tüm sektörlerdeki; hayatın her alanındaki olumsuzun da ötesindeki, yok edici sonuçlarına ilişkin tek bir söz edilmedi. Sanayi 4.0'ın yol açacağı ekonomik açmazlar, kitle sağlığı problemleri, otoriter rejimler, savaşlar; Uysal'ın dikkat çektiği böylesi sonuçlardan bazıları. “Akıllı sistemlerin, robot sistemlerinin yayılma hızı aynı şekilde devam ederse, dünya çok büyük bir şok dalgası yaşayabilir. Bu süreçte ortaya çıkacak katma değerin sosyal amaçla harcanmaması dünyanın sonu olabilir. Eğer bir milyar kişi fakr u zarurete düşerse, bir milyar kişi bir şekilde sisteme entegre edilmezse merkeze doğru yürüyecek. Hayat memat meselesi olan, vahşi bir enerjiyle yürüyecek. Bunlar, Uysal'ın Sanayi 4.0'ın "yıkıcı" olabilecek sonuçlarına ilişkin gündeme getirdiği diğer noktalar. FELAKETLİ YANI UNUTMAYALIM Söze hep "gelecek"le, "gelecek nesiller"le başlıyor; ne yapıyorsak "gelecek" için, "gelecek nesiller" - "torunlarımız" için yaptığımızı söylüyoruz. Sanayi 4.0'ın "insan odaklı" bir proje olduğunu söylerken, sermaye temerküzü ve üretim artışı lehine işsizliği dev boyutlara ulaştıracak; yıkıcı, yok edici sonuçlarına karşı önlem alınmazsa, yeryüzünde yaşayan insan çoğunluğunun felaketine neden olabilecek bir proje olduğunu unutuyoruz. Unuttuğumuz bir başka şey, "insan odaklı proje" söyleminin insanı odağına koyarken, doğayı, doğanın nimetlerine bizimle birlikte ortak olan canlı - cansız varlıkları yok sayıyor olması nedeniyle, gayri insani olması. "Gelecek"i, "gelecekçilik"i, fetişleştiren; makineyi, "makineleşme"yi, teknolojiyi her şeyin önüne koyan Fütüristler zamanla faşizm ile özdeşleşerek farkı bir niteliğe yöneldiler. Sanayi 4.0'dan bir tür fetişizm yaratarak; Sanayi 4.0'ı insanla, diğer canlılarla, hepsinden önemlisi doğayla uyumluluğu - uyumsuzluğu açısından değil, salt "gelecekçilik", "makineleşmek" gibi açılardan ele alır, ona bu açıdan tutunmaya kalkarsak bizim de varacağımız yer orasıdır. Uysal'ın uyarı ve "Antalya yaklaşımı" anlamındaki önerilerini bu çerçevede değerlendirmek gerekebilir.