İki dönem Muratpaşa ilçe başkanlığının ardından CHP İl Başkanlığı’na aday olan Ahmet Kumbul, “Enerjimi 19 ilçeye yaymak için adayım. 2019 seçimlerinde Büyükşehir’i kazanacağız. Ankara’ya en çok vekil gönderen parti olacağız” dediRöportaj: Mustafa KOÇ CHP İl Başkan adaylarından Ahmet Kumbul'la adaylık sürecini ve sonrasını konuştuk. "Muratpaşa'daki üç yıllık ilçe başkanlığım ve 23 yıllık çalışmalarımın tecrübesi; gençliğimin ve 40 yaşımın dinamizmiyle partimize il başkanı olarak hizmet etmek istiyorum. Muratpaşa'da oluşturduğumuz birlik beraberlik ortamı ve aile kavramını 19 ilçeye yayabilmek için aday oldum" diyen Ahmet Kumbul, "2019'da CHP'yi her iki seçimden de birinci parti çıkarıp, Büyükşehir Belediyesi'ni alacağımızı, Ankara'ya en fazla milletvekili gönderen parti olacağımızı biliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de en az referandumda aldığımız oy kadar oy hedefliyoruz. Bunun için daha çok çalışacak, kongrenin ardından hemen sokağa çıkacağız" dedi. Referandumda rejim değişikliğine gidildiğini, demokrasiye dönülmezse bundan böyle ülkeyi tek bir adamın yöneteceğini belirten Ahmet Kumbul, "2019'da tek adamın kim olacağını oylayacağız. Bizim adayımız kazanırsa tek adam rejimine son vermek, özgürlükçü demokratik parlamenter sistemi geriye getirmek için yollar açılmış olacak. Diğer aday kazanırsa, ülke şu ana kadar getirilen noktanın çok daha gerisine götürülecek" diye konuştu. "Bu mesele o nedenle parti meselesi olmaktan çıkmış, memleket meselesi olmuştur" diyen Kumbul, "Kongreden sonra bu anlayışla çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. "Üyelerimiz, delegelerimiz artık bir değişim, bir gençleşme istiyor" diyen Kumbul, "Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki dönemde daha çok sahada, daha çok sokakta, daha çok adliye koridorunda olacak; daha çok sorunu önüne koyacak, daha yoğun mücadele edecek" dedi. 'CHP il başkan adayı olarak kendi vizyonunuzu nasıl tanımlıyorsunuz? Gençlik kollarından bu yana, 23 yıldır aktif şekilde partide çalışıyorum. Bir dönem Muratpaşa Gençlik Kolları yöneticiliği yaptım. İki dönemdir de Muratpaşa İlçe Başkanlığı yapmaktaydım. İki dönemde iki genel seçim, bir referandum geçirdik. Ekibimizle birlikte hep sahada olduk. Muratpaşa'da bugüne dek alınan en yüksek oy oranına ulaştık. Referandumda yüzde 70 hedef koyduğumuzda hayal gördüğümüzü söyleyenler oluyordu. Yüzde 70 hedefimizin üzerine çıkmayı başardık. Antalya'da yüzde 60 "hayır" oyu çıkmasına, Muratpaşa'da yüzde 70'in üzerinde "hayır" oyu çıkmasının büyük etkisi oldu. Muratpaşa olarak çok başarılı işlere imza attık. İlçe binamızı değiştirdik. Partimizi çok güzel, çok kullanışlı bir parti binasına kavuşturduk. Birliği, beraberliği, dayanışmayı, sevgiyi, saygıyı sağladık; tek bir aile olduk. Muratpaşa'daki üç yıllık ilçe başkanlığım ve 23 yıllık çalışmalarımın tecrübesi; gençliğimin ve 40 yaşımın dinamizmiyle partimize il başkanı olarak hizmet etmek istiyorum. Muratpaşa'da oluşturduğumuz bu birlik beraberlik ortamı ve aile kavramını 19 ilçeye yayabilmek için aday oldum. İl başkanı seçilirseniz sizi büyük bir sorumluluk bekliyor. 2019'a giden yolda bu sorumluluğun altından kalkmak için kendinizi yeterli görüyor musunuz? 2019 tabi ki çok önemli. Bir değil iki seçimden geçeceğiz. 23 yıllık sahada olmamın, iki dönem ilçe başkanlığı yapmış olmanın tecrübesiyle bu görevin altından kalkacağımı düşünüyorum. 2019'da CHP'yi her iki seçimden de birinci parti çıkarıp, Büyükşehir Belediyesi'ni alacağımızı, Ankara'ya en fazla milletvekili gönderen parti olacağımızı biliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de en az referandumda aldığımız oy kadar oy hedefliyoruz. Bunun için daha çok çalışacak, kongrenin ardından hemen sokağa çıkacağız. 2019 sizce neyi ifade ediyor? Referandumda rejim değişikliğine gidildi. Demokrasiye dönülmezse bundan böyle ülkeyi tek bir adam yönetecek. 2019'da tek adamın kim olacağını oylayacağız. Bizim adayımız kazanırsa tek adam rejimine son vermek, özgürlükçü demokratik parlamenter sistemi geriye getirmek için yollar açılmış olacak. Diğer aday kazanırsa, ülke şu ana kadar getirilen noktanın çok daha gerisine götürülecek. Bu mesele o nedenle parti meselesi olmaktan çıkmış, memleket meselesi olmuştur. Kongreden sonra bu anlayışla çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız. Diğer ilçeleri gezdiniz mi, ilçe yönetimleri sizi destekliyor mu? Çevre ilçe delegelerinin size olan ilgisi nasıldı? Merkez ilçeleri gezdik. Çevre ilçelerin çoğunluğunu gezdik. Gidemediklerimiz var. Onlara da gideceğiz. Üyelerimiz, delegelerimiz artık bir değişim, bir gençleşme istiyor. Gittiğimiz yerlerde bunu görebiliyoruz. Partililerimiz, yöneticilerin makam odalarında değil, sokakta olması gerektiğini düşünüyor. Bize dönenlerin söyledikleri, edindiğimiz bilgiler gayet güzel. Birçok arkadaşımız destek vereceğini söyledi. Adaylık için zaten şu anda çok ciddi bir imzaya ulaştık. İmza vermek için ilçelerimizden de arkadaşlarımız arıyor. Bu desteği arkamıza alarak yolumuzda yürümeye devam ediyoruz. Başkanlık yarışı nasıl bir havada geçiyor? Başkanlık yarışı kendi aramızda bir mücadele gibi görülebilir. Ama bizim asıl mücadelemiz dışarıyla. Asıl mücadelemiz iktidar mücadelesi, memleket mücadelesi. Diğer partilerde çok fazla uygulanamayan parti içi demokrasi, mahalle temsilcileri seçiminden kurultaylara kadar partimizde çok iyi işliyor. Yarıştığımız arkadaşlarımızla kol kola salona girer, şenlik havasında, festival havasında kongremizi yaparız. Sonra da kol kola çıkar ülkemiz için, partimiz için mücadele etmeye devam ederiz. Belediye başkanları ya da milletvekillerinden sizi destekleyen isimler var mı? Bizim partinin adaylarıyla ilgili, "Şu milletvekilinin, şu belediye başkanının adayı" türünden algılar hep yaratılmaya çalışılır. Ben ilçe başkan adayı olurken de kendi arkadaşlarımla birlikte karar verip aday oldum. Destekleyenler oldu, desteklemeyenler de oldu. Çıkıp yarıştım, seçimi kazandım. İkinci dönem tek aday olarak çıktım. Şu anda da kendi özgür irademle, beni destekleyen arkadaşlarımla, partililerimle istişarelerde bulunup il başkanlığına aday oldum. Bu yolda bizi destekleyen arkadaşlarımız, vekillerimiz, belediye başkanlarımız olduğu gibi desteklemeyenler de olacaktır. Destekleyene itiraz edemeyeceğimiz gibi desteklemeyene darılamayız da. Bu bir yarıştır, kimse çıkıp, ben Ahmet’i ya da Hasan'ı destekliyorum, demez. Demesi doğru olmaz. Etik de olmaz. Bizde vesayet sistemi yoktur. Hangimiz kazanırsak kazanalım Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanı olacağız. Herhangi bir milletvekili ya da belediye başkanının il başkanı değil. Büyükşehir eski başkanı Bekir Kumbul'un yeğeni olmanızın gündeme getirildiği oluyor. Bu sizi nasıl etkiliyor? Bekir Ağabeyle bizim karşı karşıya geldiğimiz zamanlar da oldu, yan yana geldiğimiz zamanlar da oldu. O başka bir arkadaşımızın başarılı olacağını düşünüp onu destekledi, ben bir başka arkadaşımızın başarılı olacağını düşünüp onu destekledim. Bu siyasettir, Bekir Ağabey benim bu işi daha iyi yapacağımı düşünüyorsa bana destek verecektir. Bir başka arkadaşımın daha iyi yapacağını düşünürse ona destek verecektir. Bu dönem bize destek veriyor. Siyasette mutlak ayrılıklar, mutlak birliktelikler yoktur. Meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve sendikalarla iletişim kurdunuz mu? Adaylığınıza o cepheden nasıl bakılıyor? Seçildiğimiz günden bu yana sivil toplum kuruluşlarıyla çok iyi ilişkilerimiz oldu. Onlarla birlikte sahada olduk. Gazeteci olarak buna sizler de tanık olmuşsunuzdur. Oda başkanlarımızla, sendika başkanlarımızla sık sık görüşürüz. Ortak eylemler yaparız. Sivil toplum örgütlerinin tüm eylemlerine katılırım, bizim eylemlerimize mümkün olduğunca onlar da katılırlar. Kentin sorunlarıyla ilgili sürekli istişare halinde olduk, bundan sonra da olacağız. Büyükşehir Belediyesi'nin kente karşı işlediği bir yığın suç var. Bu konularda meslek odalarımızla, sendikalarımızla, diğer sivil toplum örgütlerimizle istişare içinde olduk. Kendi arasında ilişkileri iyi olmayan sendikalarımızla bile bizim ilişkilerimiz iyi olmuştur. Şunu da vurgulamam gerekir: Parti içi yarışlara sivil toplum kuruluşlarının aktif olarak katılmasını ben doğru bulmuyorum. Daha rahat çalışabilecekleri isimler olduğunu düşünebilirler, bizimle uyumlu çalışacağını düşünenler de mutlaka vardır. Parti içi yarışlara oda, dernek ya da sendikaların müdahil olması, bir adayın yanında bir oda - sendika - dernek başkanının ilçelere gidip çalışma yapması bana pek etik gelmiyor. Bu tür konularda çok aktif olmaları kendi temsil ettikleri meslek grubu ya da iş kesiminde de rahatsızlık yaratacaktır. Başkan seçilmeniz durumunda 2019 seçimlerine neleri öne çıkararak hazırlanacaksınız? Takvimde bir değişiklik olmazsa önümüzde önce yerel seçim var. Sahaya çıkıp yerel seçim için çalışmaya başlayacağız. Parti içinde disiplin, hiyerarşi ve liyakati esas alarak birlik, beraberlik, sevgi bağını güçlendirmeye özen göstereceğiz. Milletvekillerimiz, başkanlarımız, eski yeni yöneticilerimiz, yönetimlerimiz, kadın kollarımız, gençlik kollarımızla hep birlikte bir tek aile olmak için kolları sıvayacağız. Önceki yerel seçimlerde de gördük, partinin birlikte hareket ettiği dönemlerde, CHP Antalya'da seçim kaybetmedi. Başka neler yapacaksınız? Bunların dışında ilçe örgütlerimizle rutin toplantılar yapacağız. İlçelerdeki kanaat önderlerimizle düzenli bir araya gelip, güncel siyasetle ilgili konuları paylaşacağız. Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden, muhtarlarımızdan bizim toplantılarımıza katılmayı kabul edenlerle bir araya geleceğiz. İlçe örgütlerimizle her ilçenin, o ilçedeki her mahallenin özgül sorunlarını masaya yatırıp, bunlarla ilgili çözüm yolları geliştireceğiz. Sadece genel merkezimizin değil, belediye başkan adaylarımızın da çalışma programları olacaktır. O doğrultuda siyasi faaliyet rotamızı çizeceğiz. Ama bunları beklemeden kongrenin hemen ardından 2019 için sokağa ineceğiz. Sağ sol demeden tüm siyasi partilerimizi ziyaret edip, sahada onların da bizimle hareket etmeleri için çaba sarf edeceğiz. 2019'da Büyükşehir Belediyesi'ni rahat alacağımızı düşünüyorum. Yerel seçimde AKP'yi sandıkta bozguna uğratabilirsek, genel seçimi kazanmamız zor olmayacaktır. Son sözlerinizi alalım... Bugüne kadar mahalle temsilcilikleri kurarak, kentin her alanına girecek, hayatın her alanına hitap edecek bir çalışma içinde olduk. Aktif üye sayımızı nasıl artırabiliriz, gidilmemiş köylere nasıl gidebiliriz, bunlara kafa yorduk, bunlara yoğunlaştık. Bu çalışmamızı aynı enerjiyle, ara vermeden sürdüreceğiz. Kente karşı işlenen suçları izleyecek bir komisyon oluşturacak, yerel ve merkezi iktidarların yanlış adımlarına karşı mücadele yöntemleri geliştireceğiz. İl örgütümüz, ilçe örgütlerimiz, meclis üyelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız arasında bu konudaki koordinasyonu güçlendireceğiz. Finike'de, Demre'de, Kaş'ta, Gazipaşa'da, Alanya'da, Serik'te neler oluyor; taş ocakları, HES'ler doğadan neler alıp götürüyor, Boğaçay'da neler oluyor, kruvaziyer liman Antalya'ya ne getirip Antalya'dan ne götürecek, stat yapımı karşılığında TOKİ'ye verilen alan neden ve nasıl ticari alana çevrildi, Otogar alanının ticari alana çevrilmesindeki amaç neydi; ormanlarımız, akarsularımız nerede nasıl talan ediliyor; bunları, bunların altında yatan gerçekleri gün be gün halkımızla paylaşıp, kente karşı işlenen suçlara dur diyeceğiz. Bunun için bir yandan sokakta mücadele verirken, diğer yandan avukat ordumuzla hukuki süreç başlatıp, hukuki sürecin takipçisi olacağız. Cumhuriyet Halk Partisi önümüzdeki dönemde daha çok sahada, daha çok sokakta, daha çok adliye koridorunda olacak, daha çok sorunu önüne koyacak, daha yoğun mücadele edecek. Muhalefetini yaparken de, muhalefet ettiklerinin alternatifini sunarak bunu yapacak. Ahmet Kumbul kimdir? 1977 Antalya doğumluyum. 40 yaşındayım. Akdeniz Üniversitesi Elektronik Bölümü mezunuyum. Telefon santrali, kamera sistemleri gibi elektronikle ilgili işler yaparak yaşamımı sürdürüyorum. Evliyim. İkiz iki kızım var.