Değerli Okurlar; Önceki yazımızda sizlerle kendimizi ve engelli bireyleri kısır döngülere nasıl mahkum ettiğimizi paylaşmıştık, bugün o kısır döngü içerisinde bulunan etiketlerin bizlerin davranışlarını nasıl etkilediğinden biraz bahsetmek istiyoruz... Aslında toplum olarak etiketleri, kişileri etiketlemeyi çok sevdiğimiz söylenebilir. Hatta kişilere yapıştırdığımız etiketlerin onların kişiliklerinin bir parçası olduğunu ve asla değişmeyeceğini düşünürüz. Ne kadar çözümden uzak bir tavırdır bu sizce de öyle değil mi? Aynı şeyi engelli bireylerin etiketleri olan tıbbi tanıları üzerinden de yaparız ve engelli bireyler için de çözümden uzak tavırlar gösterebiliriz... Burada ki temel nokta aslında şudur; Etiketler, tanılar genelde kişilerin yapamadıkları üzerine oluşturulur ve bu şekilde sürecin hep yapılamayanlar üzerinden devam etmesine neden olur. Sizlere daha önceki yazımızda Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan DSM-5 TANI ÖLÇÜTLERİ BAŞVURU EL KİTABI' ndan alınmış; Dikkat Eksikliği/Aşırı Hareketlilik Bozukluğu, Özgül Öğrenme Bozukluğu gibi tanılardan tanı ölçütleri ile birlikte örnekler vermiştik. O yazıda da fark ettiğiniz gibi kitapta açıklanan ölçütlerin tamamı kişilerin yapamadıklarının maddeler halinde sıralanması şeklindeydi. Peki diğer bahsettiğimiz etiket olan SAKAR etiketi onu söylediğimiz kişinin yapabildiği ya da başarabildiği şeyleri mi anlatmaktadır bize yoksa onun ne kadar beceriksiz kırıp döken biri olduğunu mu? Size Otizmden Etkilenmiş Bir Çocuk diye cümle kurmaya başlasam daha o çocuk ile ilgili hemen (daha önce yaşantınız varsa) problem davranışlar gösteren, yüksek sesle bağıran bir çocuk aklınıza getirirsiniz. Görme Engelli dediğim anda aklınıza gelen şey beyaz bastonu ile yolda yürümeye çalışan bir birey olacaktır. Ortopedik Engelli dediğim anda aklınıza tekerlekli sandalye gelmesi gibi. Nedense bu etiketleri duyunca aklımıza; Başarılı şekilde piyano çalan ya da çok karmaşık hesaplamaları zihninden yapabilen bir Otizmden Etkilenmiş Bir birey gelmez, Ya da Mahkemede müvekkilini başarı ile savunan bir Görme Engelli Avukat gelmez, Ya da Tekerlekli sandalyesi ile çizim masasında oturarak inanılmaz çizimler yapan başarılı bir Mimar gelmez. Tıpkı SAKAR denildiğinde her şeyi kırıp döken o kişinin başka önemli ve başarılı özelliklerinin aklımıza gelmemesi gibi... Esenlikler Dilerim...