Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasıyla yaklaşık iki yıldır beklenen kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması süreci netlik kazanmış oldu. 850 bin kişiyi ilgilendiren konu birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Neo-liberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak kanayan bir yara haline gelen taşeronluk sistemi, hem özel sektör hem de kamudaki iş güvencesini bütünüyle ortadan kaldıran, emek sömürüsünü arttıran, iş sağlığı ve iş barışını olumsuz bir şekilde etkileyen bir sistemdir. Özelleştirmelerle, belediye norm kadro yapısının değiştirilmesi ile taşeronluk sistemi kamuda hâkim bir istihdam biçimi haline getirilmiştir. Hem özlük hakları bakımından, hem ücret noktasında emekçileri üç kuruşa mahkûm eden, iş güvencesini işverenin iki dudağına hapseden bu sistemin kaldırılması için yıllardan beri sendikalar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler mücadele etmekteydiler. Verilen bu mücadelenin bir sonucu olarak 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi, kamudaki taşeron işçilerin kadroya alınması, neredeyse bütün siyasi partilerin seçim vaatleri arasına girdi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından da taşeron işçilerin kadroya alınacağına dair bir söz verildi. Bu sözün üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, şimdiye kadar somut bir adım atılmamıştı. Kamuoyuna yansıyan çeşitli bilgiler doğrultusunda yapılacak düzenlemenin kadrodan ziyade bir statü değişikliği olacağı, “özel sözleşmeli personel” statüsü altında, taşeron işçilerin üç yıllık bir sözleşme ile kamuda istihdam edileceği belirtiliyordu. Ek olarak yeni statüye geçmek için; taşeron işçilerin kazanılmış bütün haklarından feragat etmesi, kamuya açmış oldukları davaları geri çekmeleri bekleniyordu. Kadro talebini karşılamayacağı gün gibi belli olan bu tarz bir düzenlemenin rafa kaldırılarak yeni bir düzenleme yapılacağına dair fısıltılar kulislerde konuşulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından beklenen açıklama yapılarak, 850 bin kişiye kadro verileceği ilan edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan; belediye ve il özel idaresindekiler hariç taşeron işçilerin çalıştıkları kurumlarda, belediye ve il özel idaresindeki taşeron işçilerin ise çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadi teşekküllerinde istihdam edileceğini açıkladı. Yani merkezi yönetimde genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçe kapsamındaki idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile sosyal güvenlik kurumlarında alt işveren işçisi olarak çalışan 450 bin işçi 657/4-d kapsamında kamu işçisi olarak sürekli işçi kadrosuna alınacak. Yerel yönetimlerde çalışan 400 bin işçinin ise kamu işçisi değil belediye şirketlerinde (BİT’lerde) kadroya alınacağı açıklandı. Twitter üzerinden yeni düzenlemenin detaylarını açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, kamuya geçişte kurum sınavlarının yapılacağını ve güvenlik soruşturması dâhilinde geçişlerin sağlanacağını belirtti. Bardağın dolu tarafına baktığımızda 450 bin taşeron işçinin şartsız, kayıtsız kadroya alınması önemli bir adımdır. Ancak belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan 400 bin taşeron işçinin kapsam dışı bırakılması, belediye şirketlerinde istihdam edilecek olması büyük bir ayrımcılık örneğidir. Bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması, kayıtsız şartsız bütün taşeron işçilerin kamu işçisi olarak kadroya alınması gerekmektedir. Belediyelerde çalışan taşeron işçilerin üvey evlat muamelesi görmesi kabul edilir bir durum değildir. Anayasanın eşitlik ilkesinin göz ardı edildiği böyle bir düzenlemenin mantıki bir gerekçesi olmalıdır. Belediye taşeron işçilerinin kaderini belirleyecek düzenlenme noktasında aşağıdaki şu sorular cevabını beklemektedir: Yerel yönetimlerde çalışan işçiler hangi koşullar temelinde belediye şirketlerinde istihdam edilecek? Belediye ve kamu ihale mevzuatında ne gibi düzenlemeler yapılacak? Asıl iş-yardımcı iş gibi bir ayrım söz konusu olacak mı? Belediye şirketlerinde çalışacak işçiler kamu güvencesine sahip olacak mı? Kazanılmış kıdem ve ihbar hakları güvence altına alınacak mı? Belediye şirketleri, çalışanların ücretlerinin zamanında yatırılması noktasında bir yaptırıma tabi tutulacak mı? İBRAHİM UTKU NAR