Normal koşullarda 3 Kasım 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin erken bir tarihe alınması aşağı yukarı herkesin beklediği bir şeydi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında deklare ettiği 26 Ağustos 2018 tarihi bile erken bir tarih olarak yorumlanırken, erken seçimin 24 Haziran 2018’te yapılacağının açıklanması birçok kişiyi şaşırttı. Bu kararı, erken değil baskın seçim olarak yorumlamak akla daha yatkın geliyor. Afrin Operasyonu ile birlikte yaratılan milliyetçi hava soğumadan, ekonomik kriz daha da derinleşmeden, ekonomik kriz partisinin kurulmasına fırsat verilmeden “baskın, basanındır” mantığıyla alınan bu karar, iktidarın nasıl bir telaş içinde olduğunun bir göstergesidir. Anket şirketleri tarafından yapılan kamuoyu yoklamalarında, hiçbir adayın ilk turda yüzde 50’yi geçemeyeceği sonucu çıkıyor. Mevcut denklemde bir oyun bile önemi artmış durumda. Bu noktada AKP, MHP ile birlikte kurduğu Cumhur ittifakını genişletmek için elinden gelen bütün çabayı gösterse de, ittifaka dâhil olacağını açıklayan BBP dışında bu cephenin tıkandığı görülmektedir. Bu iki aylık süreçte iktidar, 7. kez uzatılan OHAL’in sunduğu bütün olanakları sonuna kadar kullanacak olmasının yanı sıra, birtakım ekonomik vaatlerle seçmenin gözünü boyamaya çalışacaktır. Sosyal medya kanallarında sürekli gündemde tutulan bedelli askerliğin, bu iki aylık süre zarfı içinde açıklanacağını düşünüyorum. Resmi ağızlardan bedelli askerliğin çıkacağına dair şu an için bir görüş beyan edilmese de, aileleri ile birlikte neredeyse milyonlarca kişiyi ilgilendiren ve her seçim dönemi öncesinde kurulan çeşitli platformlar aracılığıyla dile getirilen bedelli askerlik talebi, bir oya dahi ihtiyacı olan iktidar tarafından görmezden gelinemeyecektir. İktidar kanadı, böyle bir gündemde bedelli askerliğin tepki çekecek olmasından, yaratılan milliyetçi hava ile ters düşeceğinden korktuğu için, bedelli askerlik ile ilgili her türlü gelişmeyi yalanlamıştı. Geçtiğimiz yıl Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, bedelli askerlik teklifi sunmuş, bedelli askerlik ile sağlanacak kaynağın SMA hastalarına aktarılabileceğini söylemişti. Profesyonel orduya geçiş konusu da iktidar kanadı tarafından sıkça dile getirilen bir durum. Profesyonel orduya geçiş içinde bedelli askerlikten sağlanacak kaynak, savunma sanayine aktarılabilir. Bu ve buna benzer bir altyapı ile olası tepkilerin önüne geçilebilir. Tüm bu sebeplerden ötürü iktisadi dar boğazdan geçen ülkeyi, ekonomik açıdan rahatlatmak ve bir seçim yatırımı olarak bedelli askerliğin, bu iki aylık süreçte masaya yatırılacağını düşünüyorum. Peki, bu yatırımlar ve Mayıs ayı başında açıklanacağı söylenen ekonomik vaatler, suçluların telaşı içine düşen iktidarı kurtarabilecek mi? Kadro vaadi ile kandırılan taşeron işçilerin sandıkta bir sözü olacağını hatırlatarak sözlerime son vereyim. İBRAHİM UTKU NAR