Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, Adonis Otel’de verdiği kahvaltıda Antalya’nın su kaynaklarıyla ilgili kaygılarını gazetecilerle paylaştı. Resmi Gazetede su kaynakları ve düdenlerle ilgili mutlak koruma alanlarının belirlendiğini, “Bu alanda yalnız yeraltı suyu işletme tesisinin bulunmasına ve çalışmasına müsaade edilir, başka hiçbir maksat için kullanılamaz” denildiğini hatırlatan Ali Keleş, “Antalya’nın içme sularının bulunduğu mutlak koruma alanları üzerinde ‘çılgın projeler’ denilen büyük projelere yer verilmekte, her ne hikmetse ilgili kurumlardan ses çıkmamaktadır. DSİ başta olmak üzere bu kurumlar suç işlemektedir. ASAT, düdenlerle ilgili yönetmeliği tahrif ederek, yeraltı sularının geleceğini riske sokmuştur” dedi. İÇME SULARININ GELECEĞİ TEHLİKEDE “DSİ 13. Bölge Müdürlüğü tarafından Antalya Kenti Su Kaynaklarının koruma alanları belirlenmiş 28.12.2009 tarih ve 27446 sayılı yine 03/06/2011 tarih ve 27953 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir” diyen Ali Keleş, “Boğaçay, Batı Çevreyolu, demiryolu projeleri; katı atık depoları; Isparta, Korkuteli ve Bucak’ın evsel, tarımsal ve hayvansal atıkları, akaryakıt ve LPG istasyonları bu alanlar üzerinde bulunmakta. Boğaçayı Projesi hayata geçerse, tamamlandığı gün deniz suyu dere yatağına çekilecek. Denizin içeriye getirildiği gün sondaj kuyuları tuzlanacak, kullanılmaz hale gelecek. Büyük araçlarla Batı Çevreyolu’ndan her türlü madde geçiyor. Bunların bir kaza ya da farklı bir yöntemle bu sulara karışmayacağı söylenemez. Demiryolu projesinde de yolun su kuyularının tam ortasından geçirilmesi planlanıyor. Bu projelere karşı olduğumuz zaman vatan haini ilan ediliyoruz. Ama bunları söylemek bizim boynumuzun borcu” diye konuştu. DÜDENLERİN KAPATILMASI TAŞKINLARA YOL AÇACAKTIR ASAT Genel Müdürlüğü Su Havzaları Koruma Ve Kontrol Yönetmeliği’nin “Düdenler ve çevresindeki alan, mutlak koruma alanı olarak korunur ve telle çevrilir. Bu alanlar içerisinde, düdenlere atık atılamaz, kuyu açılarak ve/veya sızdırma kuyuları vasıtasıyla atıksular yeraltına verilemez” şeklindeki maddesinin dikkate alınmadığını, düdenlerin büyük bölümünün kapatılmasını öngören ASAT’ın bu yolla da suç işlediğini belirten Ali Keleş, “Bölgedeki aktif düdenler özellikle ani ve yoğun yağışlar sonucu oluşan yüzey sularını drene ettiği için taşkınlarının oluşmasını engellemektedir. Bu düdenlerin kapatılması, korunmaması sonucu yağış suları drene edilemeyecek ve Antalya merkezde yaşanan taşkınlara, yollarda vb yerlerde oluşan göllenmelere benzer sorunlar oluşacak, akabinde bu suların denize taşınması için drenaj kanalları yapılmak zorunda kalınacaktır” dedi. KIRKGÖZ SU KAYNAKLARI KURUYACAKTIR Termesos Yeraltı Suyu Sondaj Kuyuları ile Kovanlık – Çubuk Boğazı YAS Kuyuları’nın akiferinin Kırkgöz Kaynakları akiferi ile aynı olduğunu hatırlatan Ali Keleş, “Kırkgöz Kaynaklarının debisi geçmiş dönemlerde DSİ ölçümlerinde 15 ile 30 m3/sn arasında ölçüldüğü olmuştur. Gerek mevsimsel değişimler, gerek Korkuteli ve Bucak havzalarında yapılan gölet ve barajlar, gerekse de Termesos YAS Kuyuları nedeniyle kaynakların debisi günümüzde 2,250 m3/sn ‘ye düşmüştür. Yine Termesos sondajlarından daha fazla yeraltısuyu hedeflendiğini biliyoruz. Aynı akifer sahasında Çubuk boğazında açılacak ilave 36 adet sondaj kuyusundan da ortalama 1,5-2 m3/l su çekileceği düşünüldüğünde kaynakların debisi daha da düşecek, hatta kurak geçen dönemlerde Antalya’nın dünyaca ünlü traverten platolarını oluşturan Kırkgöz Kaynakları kuruyacaktır. Bunun vebali de ülkemize ve kentimize hizmet yaptığını iddia eden genel ve yerel yöneticilerimize ait olacaktır” ifadelerini kullandı. Mustafa KOÇ