Her tarafından tarih fışkıran Antalya’da bütün dinleri ve kültürleri bir araya getirdiği yer olan Antalya Mevlevihanesi tam 768 yıllık bir tarihe sahip. Anadolu’da kurulan ilk mevlevihanelerden biri olan Antalya Mevlevihanesi, Mevla’nın ilminin olduğu yerdi. Bu yerin hikayesini sizler için bulup araştırdık… 

MEVLA’NIN İLMİNİN OLDUĞU YER

Günümüzde yaşadığımız Anadolu toprakları binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlere ve dinlere ev sahipliği yapmıştır. 13’üncü yüzyılda yaşamış ve Türkiye’nin en önemli değerlerinden biri olan kişi Mevlana Celaleddin Rumi’dir. Ölümünün üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen hoşgörü, sevgi ve bütünleştirmeye dayalı felsefesi dünyada ve Türkiye’de yaşamaya devam ediyor. Bu felsefeyi temel edinerek Mevlevilik tarikatını kuran Mevlana, düşünceleri yaymak, eğitim vermek ve ahlakı aşılamak için Anadolu, Balkanlar, Afrika ve Arabistan’da sayıları 140’ı aşan mevlevihane inşa etmiştir. Antalya’da yer alan mevlevihanede bunlardan biri olmasının yanında aynı zamanda Anadolu’da kurulan ilk 4 mevlevihanelerden biridir. 

ANTALYA MEVLEVİHANESİ NASIL KURULDU?

Akdeniz’in İncisi Antalya’nın en bilindik yerlerinden biri olan Kaleiçi’nde yer alan Antalya Mevlevihane binası, 1255 yılında Selçuklu Sultanı olan Alâeddin Keykubad tarafından inşa edilmiştir. Antalya Mevlevihanesi, hamam ve türbelerden oluşan bir müzedir. Yapı topluluğu içerisinde yer alan türbelerden birinde Osmanlı’nın 8’inci padişahı olan II. Beyazid'ın eşi Nigar Hatun yatmaktadır. Diğer türbede ise aşılmaz denen limanın zincirlerini kırıp Antalya'yı alma başarısı gösteren Mehmet Bey yatmaktadır. Mevleviliğe ait kıyafetler, eserler ve daha fazlası bu müzede sergileniyor. Mevlevihane bölümünde kubbe ile örtülü ana mekanında ise sema gösterileri düzenleniyor. Yanlarında bulunan altı oda ise Mevlevi dervişler tarafından kullanılıyordu. Mevlevihane hamamının yapım tarihi ise tam olarak bilinmiyor. Yapılan tahminler sonucu ise 13’üncü yüzyılda ”Saray hamamı” olarak inşa edildiği düşünülüyor. Osmanlı döneminde ise mevlevihane hamamı olarak kullanıldı. 

NİGAR HATUN KİMDİR?

Nigar Hatun 1450-1503 tarihleri arasından yaşamış olan Nigar hatun’un hayatı hakkında çok az şeyler biliniyor. Saraya cariye olarak giren Nigar Hatun, 8’inci Osmanlı Padişahı olan II. Beyazid ile evlenmiştir. Bu evlilikten Yavuz Sultan Selim’in kardeşleri olan Şehzade Korkut ve Fatma Sultan dünyaya gelmiştir. (Şehzade korkutun adı Dede Korkut hikâyelerinden gelir ve adını bizzat dedesi olan Fatih Sultan Mehmet vermiştir.) 15. yüzyıl Osmanlı Dönemi’nde yapılmış olduğu düşünülen türbe;  altıgen plan üzerinde prizma gövdeli olup, içten dilimli sivri kubbe, dıştan da kiremitlerle kaplı piramidal bir külah ile örtülüdür. Yapı, aralarında yer yer devşirme mermer parçalarının da kullanıldığı düzgün kesme ve moloz taş ile tuğla kullanılarak inşa edilmiştir. Kare tuğla döşeli iç mekânın ortasında, doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmiş bir sanduka yer almaktadır.

ZİNCİRKIRAN MEHMET BEY KİMDİR?

Zincirkıran Türbesi 1377 yılında Zincirkıran Mübârizeddin Mehmed Bey tarafından vefat eden oğlu için yaptırılmıştır. 1378 yılında vefat etmesi sonucu kendisi bu türbeye defnedilmiştir. Türbede yer alan üçüncü sanduka ise Mevlevî Şeyhi Mustafa Dede Efendi’ye aittir. Mübârizeddin Mehmed Bey, 1373 yılında Antalya’yı Kıbrıs Krallığı’ndan geri alırken, limana giriş-çıkış yapmayı engelleyen, aşılamaz denilen zincirleri kırdığı için bu lakabı almıştır. Bu zaferin bir göstergesi olarak kırdığı zincirlerden birini türbenin kapı kitabesinin üzerinde yer alan taş halkaya yerleştirilmiştir. Fakat bu zincirler kayıptır.  Zemini dörtgen tuğlalarla kaplı olan yapı, inşâ edildiği dönemde, sanduka üzerleri tamamen Selçuklu çinisi ile bezenmiş, lâkin Selçuklu çinilerinden günümüze ulaşan herhangi bir örnek kalmamıştır. Ayrıca türbe içi pencere alınlıklarında yer alan yedi kitâbeden dördü de kayıptır.

Akdenizli kadınlara sanatseverlerden tam not! Akdenizli kadınlara sanatseverlerden tam not!

Muhabir: TAHSİN CAN ÖNALP